WILDARIUM'a HOŞ GELDİNİZ!

Türkiye'nin ilk ve tek en kapsamlı egzotik canlı ve botanik alan tasarım mimarı olan wildarium'a hoş geldiniz. Tüm özelliklerine erişmek için şimdi kaydolun. Kayıt olduktan sonra giriş yaptığınızda, kendi içeriğinizi göndererek veya mevcut içeriklere cevap göndererek bu platforma katkıda buluna bileceksin. Profilini özelleştirebilir, ödül puanlarınızı içerik yazarak toplayabilirsiniz, diğer üyelerle kendi özel gelen kutunuz üzerinden iletişim kurabilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz! Bu mesaj, oturum açtıktan sonra kaldırılacaktır.

forester

Üye
  • İçerik sayısı

    23
  • Katılım Tarihi

  • Son ziyaret

  • Days Won

    6

İtibar Etkinliği

  1. Wildarium liked bir konuya yazdı : by forester in Paludaryum bitkileri Vol.3 Yosunlar /Moss   
    Bir paludaryum vazgeçilmezi karasal bitkilerin atası olarak kabul edilen, eğreltiler ile birlikte çiçeksiz bitkileri oluşturan yosunlar bence çok özel türler, yaklaşık 11,500 saptanmış türü var ve latince Bryophyta olarak sınıflandırılıyorlar.
     

     
    Bir süre sadece yosunlardan oluşan küçük bir paludaryumda kurmuştum. Bütün kurulumlarında her türünü kullanmayı ve gelişimlerini izlemeyi çok severim. Küçük bir koleksiyona da sahibim.
     

     
     
     
     
     
    Paludaryumda kullanabileceklerimiz karasal ve su altı türleri olarak ikiye ayrılıyorlar.
     
     
    Sucul Yosunlarla Başlayabiliriz. Genel olarak paludaryumda kullanım için  çok nem istediklerini söyleyebilirim. Ortam nemi düşükse emerste önce yaprak küçültüyorlar. Devamında büyümeyi durdurup kuruyorlar, nem yüksekse ve suya erişimleri varsa coşuyorlar. Özellikle dal vb ortamlara tutunup sarabiliyorlar.
    Akvaryumlarda sıklıkla kullanılan yosunlardan benim tecrübe edebildiğim 3 tür var.
     
    1- Taxiphyllum barbieri (Java Moss)
    Çok sık kullanılan ve görüntüsü güzel bir tür,  sık ve ipliksi bir görüntüsü var, ilk kurulumumda kayaları kaplamak için kullanmıştım, biraz yavaş büyüyor. Emerse çıkabiliyor ama çok nem istemekte
     
    2- Vesicularia montagnei (Christmas Moss)
    Favori türüm gerek çam yapraklarını andıran görüntüsü gerekse emers ortama daha dayanıklı olması sebebiyle çok kullanıyorum. Su içinde üst üste ve sık gelişen görüntüsü çok hoşuma gidiyor. Emerste daha kısa yaprak çıkartıyor. Nem yüksekse hızlı gelişiyor.

     
    3- Taxiphyllum sp. (Flame Moss) öncekilere nazaran çok daha zor ama sucul alanda çok güzel görüntüsü olan bir tür.  Tabanda kullanınca yukarı doğru kıvrılarak uzuyor. Emers olarak birkaç deneme yaptım ancak başarılı olamadım. Genelde kuruyup kayboldular. Muhtemeldir ki en yüksek nem isteyen bir tür, zaten karasal ortamda  sudaki  efekti veremeyeceği içinde çok uğraşmadım. Su içinde gayet güzel.

     
    Bunlardan başka bir çok su yosunu türü bulunmakta, eminim kullanım olarak daha uygun türler vardır. Kendi adıma iki adet türü daha denemek istiyorum biri moss ball yapılan tür biri de pelia, Benim tecrübelerim bu kadarla sınırlı ilerde farklı türler edinirsem eklemeler yaparım
     Riccia içinde küçük bir de parantez açalım (Riccia fluitans bir yosun değil, su üstü bitkisi ancak görünüş olarak yosunlara çok benziyor. Su üstü bitkisi olması sebebiyle emers ortamda çok güzel ve hızlı gelişebiliyor. Zaman zaman taban bitkisi gibi kayaların üzerine misina ile sarılarak kullanılıyor. Bende denedim ama sarımdan kurtulup dağılıyorlar. Su yüzeyine çıkan taş kütük gibi objelerin üstünde kullanırsanız açık yeşil rengi ile çok dekoratif duruyor.)

     
     
     
    İkinci  türler ise Kara Yosunları

     
    Doğada gölge ve serin nemli ortamlarda bol bol bulunabilen kara yosunlarının bir çok ortamda yaşayabilen çok fazla türü mevcut, biraz dikkatli bakınca yosun deyip geçtiğimiz bitkilerin aslında çok farklı türler olduğunu görebilirisiniz. Ben ne zaman doğaya çıksam az az değişik türlerinden örnekler toplarım.
    Şeffaf kapalı bir kapta yeteri kadar nem sağlanırsa uzun zaman bakabilir ve yetiştirebilirsiniz. Ancak dikkat edilmesi gereken birkaç küçük ayrıntısı var.
    İlk nokta yosunu topladığınız mecra olacaktır.
     
    Bazı yosunlar taşların üstünde, bazıları toprakta, bazıları çürümüş yaprak vb artıkların üstünde bazıları da ağaçların üstünde yetişirler. Yetiştiği yer ile kullanacağımız yerin aynı olmasına dikkat etmelisiniz. Ağaçtan aldığınız bir yosun parçasını toprakta uzun süreli yaşatamazsınız. Bu durum tersi içinde geçerli, Paludaryumda kullandığınız kütüğün üstüne yosun koymak istiyorsanız doğada ağaç üstünde yetişen bir tür bulmalısınız.
    Ben özellikle küçük dallar ve küçük taşları üzerindeki yosunları ile topluyorum. Tabanından ayırmıyorum. Diğer türleri ise dikkatlice köşelerinden en az zararla tabaka halinde sökmeye çalışıyorum.
     Topraktan söktüklerimi  şeffaf kapta kumun üstünde, topraktan söktüklerimi ise yaprak veya humus veya  sünger üzerinde uzun süre saklayabiliyorum.
     
    Sünger gözenekli havadar yapısı ve suyu emip iletmesi açısından çok kullanışlı bir medya büyük bir süngeri şeffaf kaba koyup altına biraz su ekleyip yosunu üstüne koyun ve kapağı kapayın uzun süre yeşil ve canlı kalacaktır. arada havalandırmayı unutmayın.
     
    Gelelim en can alıcı noktaya, bulduk sakladık ve paludaryuma ekledik. Nem ve sulamayı da eksik etmedik ama bir süre sonra sarardı ve bozuldu. Sebebi ne ?
    Tam olarak 3 sebebi var.
    Kullandığınız su, en önemli sebep bu yosunların kökleri olmadığı için suyu ve besin maddelerini yapraklarındaki gözeneklerinden alırlar. Siz kara yosununu kireçli, kimyasallı çeşme suyu ile sularsanız eninde sonunda  o maddeler gözenekleri kapayıp ölüme sebep olacaklardır. Kullanmanız gereken yağmur suyu veya ro dediğimiz saf su dur. Saf su ile yosunlar uzun süre yaşayacaklardır.
    Havalandırma , doğadaki sürekli rüzgar ve havadar ortamdan söktüğünüz yosunu kapalı bir ortama koyduğunuzda üstünde mantar vb gelişimler hızlanır. Belli bir noktada yosuna zarar vermeye başlarlar. Bu yüzden paludaryumlarda küçük bir fan yardımı ile hava sirkülasyonu sağlanmalıdır.
    Bulunduğumuz İklim kuşağı, su sirkülasyon tamam uzun süre baktık gelişti ama bir noktada yine sarardı sebebi başlıkta belirtildi. Bulunduğumuz iklim kuşağındaki bitkiler dormancy denen dinlenme sürecine ihtiyaç duyuyorlar. Sürekli aynı sıcaklıktaki paludaryumlar ise duruma elverişli değiller.
    Yosunlarında fotosentez yapan bitkiler olduğunu unutmayın, gölgede yaşamaları ışık sevmedikleri anlamına gelmez sadece direk güneş ışığı zararlıdır. Ne kadar çok ışık olursa o kadar hızlı gelişirler.
    Doğadan toplayıp eve getirdiğimiz yosunların üstünde bir çok böcek ve mikroskobik canlı yaşamaktadır . yosun ile birlikte bunları da eve soktuğunuzu unutmayın. Bazı insanların yosuna alerjiside vardır.
     
    Yosunlar sporlar ile ürerler bu fotoğraftaki oluşumlar spordur. Yerini seven bir yosun bu duruma geçecektir.
     
     
    Yoğurt ile parçalanmış yosun bulamaç halinde sürülerek çoğaltma yöntemi var ancak kapalı ortamda önermiyorum çok kötü koku yapıyor.
     
     
    Son olarak özel bir yosun türünden bahsedeyim. Özellikle orkide ve etobur bitki yetiştirenlerin kullandığı spagnum yosunu, sucul alanlarda yetişen ve yetiştirilen bir tür. Saf suda bakılıyor. Düşük pha sahip kendi torf oluşumu var. Bir çok etobur bitki bunun üzerinde yetiştiriliyor. Kuru halde ve canlı olarak satılıyor.  Epifit türler paludaryumlara bunlara sararak ekleniyor.

     
     
  2. Jayakari liked bir konuya yazdı : by forester in Paludaryum kurulumum ve zaman içinde tecrübelerim   
    Herkese merhaba…
    2015 yılı ağustos ayından bu güne aşağıda ilk kurulum fotoğraflarını gördüğünüz paludaryuma sahibim bu süre zarfında kurulum sonrası yaşadığım teknik sorunları  ve özellikle ülkemizde bulunabilen (benim Ankara’da ulaşabildiğim) ve paludaryum şartlarını uyum sağlayabilen bitkilerin gelişimlerini kendi tecrübelerime dayanarak anlatmaya çalışacağım.
    Paludaryum kurmak isteyenlere yol gösterici olur sanırım.Siyah yazılar ilk kurulumda tanıtım için yazdığım yazılar, kırmızılar ise arada geçen zamandaki görüşlerimdir.
    Tank: 70x35x25 standart akvaryum, Dik pozisyonda duruyor, öne 25 cm yükseliğinde cam takıldı. ( boyutlarım özellikle önden görünen en olarak çok dar, o zamanın şartlarında bunu sokabilmiştik eve !!! şimdi 60x60x45 veya 60x90x45 oranlarının daha uygun olacağını düşünüyorum. Su kısmı ile kara kısmının ölçeği görsellik açısından önemli 1/3 su 2/3 kara ölçeği en uygun kombinasyon bence )
    Sürgülü sistem kaydırmalı tek parça ön kapak (camı delmek zor geldiğinden böyle yapmıştım, istediğim ölçülerde cama cam menteşede bulamadım. Tek parça cam olması dolayısıyla arada küçük bir boşluk oluyor. Önceleri korkmuştum nem sorunu yaşarmıyım diye ancak bu durumun havalandırma açısından olumlu olduğu kanaatindeyim)
    Su Miktarı : Yaklaşık 20 lt (su miktarım oran ve görüntü olarak yeterli gelse de istediğim balık türlerini kaldıracak hacimde değil, üstteki ölçülerde sanırım 50 lt yi geçer ve daha uygun olur.
    Şelaleye su devirdaimi taşın arkasına saklı iç filtre kafa motoru ile sağlanıyor. ( motoru saklamak görüntü açısından güzel, temizlik açısından zorlayıcı oldu.su devir daim aşamasında alt kısma çok fazla miktarda toprak ve artık taşıyor bu sebeple motoru sık sık temizlemek gerekiyor. Bu anlamda takıp çıkartma için bir sistem yapılması gerekli, su çizgisini üstünden arka camı delip dış filtre kullanmak Görüntü/Temizlik ve Kullanım açısından daha mantıklı)
    Arkaplan tamamen siyah strafor üzerinde herhangi bir kaplama yok. Daha önce yaptığım derz dolgu kaplamalı paludaryumda çatlama sorunları yaşadığım ve paludaryumu bitki kaplama ağırlıklı düşündüğüm için böyle yaptım.   (bu bilinçli bir tercihti hiç sorun yaşamadım, bitki yoğun olduğu için strafor görünmemekte,  sadece kat kat straforları güzel yapıştırmamışım aradan su kaçışı oluyor, dere kısmına kaplama veya iyi yapıştırma yapabilirmişim)
    Işıklandırma: 1 adet T8 grolight, 1adet T8 beyaz, 2 adet Led ampul (üst kısımda özel kapak içinde)/(şu anda 30 w led + 3 w uv + su kısımı için için 5630 Barled, Boyutlarım sebebiyle grolux floyu verimli kullanamadım ama kullanmak isterdim. Zamanla 30 w slim  led projektöre döndüm, daha kompakt ve etkili, tepeden su kısmına etkili ışık geçirmekte zorlandım, mercekli led bağladım bir ara ancak ışığa doğru hızla büyüyen bitkiler araya girip ışığı kesti bende su çizgisine  bar led takviyesi yaptım. Daha profesyonel sistemlerle bitkilerde farklar yaratılabilir, ışıklandırma maddi imkan meselesi, ışık fazla veya az olunca bitkiler ışığa uzuyor veya genişlemeye geçiyorlar, ben boyutlarım sebebiyle bunu istemiyordum.  Yerlerinde mutlu olsunlar yeter  
    Havalandırma: 1 adet 5v pc fanı günde 4 defa 15 dk çalışıyor (üst kısımda özel kapak içinde)( zaman içinde 1 defaya indirdim sebebi de ön kapak camı sürgülü olduğu için bir miktar boşluk var buda havalandırmaya gereksinimi azalttı.
    Sulama : Günde 2 defa 1/2 dakika 2 adet sisleme nozülden otomatik yağmur suyu spreyleme
    (üst kısımda özel kapak içinde) olabilecek en uygun fiyatlı yağmurlama sistemi Tofaş silecek suyu motoruna bağlı iki adet sisleme nozülü var damlacık boyutum biraz iri daha ince olsa iyi olabilirdi. Ama bu durumda  yağmur efekti yaratıyor. Su kısmımda bir gider olmadığı için iki kere az miktarlı taşma yaşadım. Mobilya hafif kabardı .Motorun şelaleye çektiği suyu durunca salmasından kaynaklıydı. Artık su seviyesi ayarını biliyorum.)
    Sisleme Ultrasonik nem makinası ile günde 15 dakika (başlarda sürekli kullandım, görselliği çok güzel, mobilyanın altından kalın hortumla en üstten buhar verildi. Hortumun kıvrım yerlerinde su birikmesi oluyor buhar akışını kesebiliyor. Dikkatli olmak gerek .
    Canlılar: Hayaller Bişir/ gerçekler Betta (daha ilk kurarken aklımdaki  balık senegal bişiriydi çünkü suyun büyük bir bölümü karanlıkta kalıyor. Bu balıkta görmediği için çok uygundu, ancak malum su miktarım çok azdı.  Hızlı büyüyen bir balık diye araştırmıştım(aslında çokta hızlı büyümüyormuş) yine de eziyet etmek istemedim. (Petshopta benim hacmimde 10 tanesi bir arada yaşıyorlar)
    İlk bettamı uzun süre yaşattım. Şelaleye su taşıyan hortumun arasından girip sıkışarak ölmüştü arkada, ondan sonra bu kısmı dikkatlice kapattım. İkinci bettam hala yaşıyor. Motor bazı alanlarda bettayı rahatsız edecek kadar Hızlı olsa da saklanma alanları olduğu için sorun yaşamıyor. Bir ara oğlumun iki adet japonunu atmıştık onlarda çok sevmişti bütün su üstü bitkilerimi yediler o ayrı konu)
    İlk kurulumda 5 adet elma salyangozum vardı.( İnanılmaz sevdiler defalarca yavru aldım. Bir ara yan cam tamamen salyangoz yumurtası ile doluydu. zamanla azalttım.)
    Bitkiler: Anubias barteri ( rizomları su içinde yaprakların yarısı su dışında çok iyi uyum sağlayıp büyüdüler (az ışık almalarına rağmen su altı yaprakları yosun tutuyor, arada çıkartıp temizlemek gerekiyor.)
    Hydrocotyle leucocephala (Hem sucul hem de karasal ortamda kullanıldı) Paludaryum için inanılmaz güzel bir bitki kısa sürede adapte olup hızla büyüyor.sık sık budama istiyor, 15 günlük yaz tatilinde bütün her yeri sarıp dışarı taşmıştı)
    Hydrocotyle Tripartita – Sp. Japan (leucocephala nın yaprak boyutunun  büyük olması sebebiyle bunu ekledim aynı gelişimi alırsam zamanla buna döneceğim)
    Java moss (Su altındaki taşa sarma amacım vardı, ancak istediğim gelişmeyi gösteremedi ışıksızlıktan )
    Vesicularia montagnei (Christmas Moss) (su kara birleşimini çok güzel sardı, emerse çıkmakta zorlanıyor)
    Java fern (Su ile kara birleşiminde, emers ortama beklediğim kadar iyi adapte olamadı, gerilemedi ama çoğalmadı da  )
    Lemna minör (pistia daha uygun  su mercimeğinin görüntüsünü çok sevmeme rağmen ölünce sararan ve arsız bir tür)
    Pistia stratiotes (Kontrolu kolay bir su üstü bitkisi zaman zaman uzun kök oluşumu ile su altı görüntüsü çok güzel oluyor)
    Cyprus alternifolius (uzaması ve boyutları sebebiyle çıkarıldı. Üstü açık olmayan sistemlerde kullanılmasını tavsiye etmem.)
    Nepenthes ventrata (Etobur bitki, kırmızı sürahi kapanları bu bitkiye ait) kapalı alanda ve led ışıkla yeni çıkan sürahilerin boyu küçüldü. Paludaryumu kurma amacımdı, nemi bulunca hızla büyüdü. İki kere budadım. Bir keredeana bitkiyi tamamen çıkartıp yavruları bıraktım)
    Nepenthes tobiaca (Etobur bitki, Alt tarafta küçük olan yeni dal ve s,ürahi oluşturmaya başladı) (Gelişimi iyi idi küçük boyutu sebebiyle uygundu ancak çoğaltmak amacıyla paludaryumdan çıkartıldı)
    Guzmania lingulata (kapalı ortamda çiçek açtıramadım ama çoğaltmayı başardım vazgeçilmezlerimden)
    Tillandsia cynea (kapalı ortamda çiçek açtıramadım)
    Helxine soleirolii (arap saçı) hızlı ve kontrolsüz yayılıyor, sürekli budama istemekte ,yakın zamanda bunun yerine cuba bitkisine geçtim daha uygun ve benzer görünüşte)
    Moss (3 farklı çeşit kara yosunu, 1 adette sucul yosun )( kara yosunları görsellik olarak çok yakışmakla birlikte, sabit sıcaklık sebebiyle dormancy girmemekten belli bir süre sonra kararıyorlar)uyum sağlatabildiğim 2 tür oldu)
    Fern Eğrelti (2 adet farklı tür yabani eğreltiyi adapte edebildim Adiantum raddianum görüntüsünü çok sevdiğim bir tür, ve yeni keşfettiğim küçük bir eğrelti)
    lichenes 2 farklı tür liken (gelişimleri iç acıcı değil hızla karardılar)
    (Bitkiler konusunda geçen zaman zarfında genel olarak küçülmeye gittim diyebilirim. Daha küçük yapraklıları, daha az yayılanları gibi , isteyipte bulamadığım bitkiler oldu ficus pimula ve mini orkideler gibi zamanla bulursam eklerim)
     şimdilik bu kadar...
    Teşekkürler... 



     
    Fotoğraf yüklemek ile sorun yaşıyorum, çözülürse daha yükleyebilrim..
     
  3. Wildarium liked bir konuya yazdı : by forester in Paludaryum bitkileri Vol.3 Yosunlar /Moss   
    Bir paludaryum vazgeçilmezi karasal bitkilerin atası olarak kabul edilen, eğreltiler ile birlikte çiçeksiz bitkileri oluşturan yosunlar bence çok özel türler, yaklaşık 11,500 saptanmış türü var ve latince Bryophyta olarak sınıflandırılıyorlar.
     

     
    Bir süre sadece yosunlardan oluşan küçük bir paludaryumda kurmuştum. Bütün kurulumlarında her türünü kullanmayı ve gelişimlerini izlemeyi çok severim. Küçük bir koleksiyona da sahibim.
     

     
     
     
     
     
    Paludaryumda kullanabileceklerimiz karasal ve su altı türleri olarak ikiye ayrılıyorlar.
     
     
    Sucul Yosunlarla Başlayabiliriz. Genel olarak paludaryumda kullanım için  çok nem istediklerini söyleyebilirim. Ortam nemi düşükse emerste önce yaprak küçültüyorlar. Devamında büyümeyi durdurup kuruyorlar, nem yüksekse ve suya erişimleri varsa coşuyorlar. Özellikle dal vb ortamlara tutunup sarabiliyorlar.
    Akvaryumlarda sıklıkla kullanılan yosunlardan benim tecrübe edebildiğim 3 tür var.
     
    1- Taxiphyllum barbieri (Java Moss)
    Çok sık kullanılan ve görüntüsü güzel bir tür,  sık ve ipliksi bir görüntüsü var, ilk kurulumumda kayaları kaplamak için kullanmıştım, biraz yavaş büyüyor. Emerse çıkabiliyor ama çok nem istemekte
     
    2- Vesicularia montagnei (Christmas Moss)
    Favori türüm gerek çam yapraklarını andıran görüntüsü gerekse emers ortama daha dayanıklı olması sebebiyle çok kullanıyorum. Su içinde üst üste ve sık gelişen görüntüsü çok hoşuma gidiyor. Emerste daha kısa yaprak çıkartıyor. Nem yüksekse hızlı gelişiyor.

     
    3- Taxiphyllum sp. (Flame Moss) öncekilere nazaran çok daha zor ama sucul alanda çok güzel görüntüsü olan bir tür.  Tabanda kullanınca yukarı doğru kıvrılarak uzuyor. Emers olarak birkaç deneme yaptım ancak başarılı olamadım. Genelde kuruyup kayboldular. Muhtemeldir ki en yüksek nem isteyen bir tür, zaten karasal ortamda  sudaki  efekti veremeyeceği içinde çok uğraşmadım. Su içinde gayet güzel.

     
    Bunlardan başka bir çok su yosunu türü bulunmakta, eminim kullanım olarak daha uygun türler vardır. Kendi adıma iki adet türü daha denemek istiyorum biri moss ball yapılan tür biri de pelia, Benim tecrübelerim bu kadarla sınırlı ilerde farklı türler edinirsem eklemeler yaparım
     Riccia içinde küçük bir de parantez açalım (Riccia fluitans bir yosun değil, su üstü bitkisi ancak görünüş olarak yosunlara çok benziyor. Su üstü bitkisi olması sebebiyle emers ortamda çok güzel ve hızlı gelişebiliyor. Zaman zaman taban bitkisi gibi kayaların üzerine misina ile sarılarak kullanılıyor. Bende denedim ama sarımdan kurtulup dağılıyorlar. Su yüzeyine çıkan taş kütük gibi objelerin üstünde kullanırsanız açık yeşil rengi ile çok dekoratif duruyor.)

     
     
     
    İkinci  türler ise Kara Yosunları

     
    Doğada gölge ve serin nemli ortamlarda bol bol bulunabilen kara yosunlarının bir çok ortamda yaşayabilen çok fazla türü mevcut, biraz dikkatli bakınca yosun deyip geçtiğimiz bitkilerin aslında çok farklı türler olduğunu görebilirisiniz. Ben ne zaman doğaya çıksam az az değişik türlerinden örnekler toplarım.
    Şeffaf kapalı bir kapta yeteri kadar nem sağlanırsa uzun zaman bakabilir ve yetiştirebilirsiniz. Ancak dikkat edilmesi gereken birkaç küçük ayrıntısı var.
    İlk nokta yosunu topladığınız mecra olacaktır.
     
    Bazı yosunlar taşların üstünde, bazıları toprakta, bazıları çürümüş yaprak vb artıkların üstünde bazıları da ağaçların üstünde yetişirler. Yetiştiği yer ile kullanacağımız yerin aynı olmasına dikkat etmelisiniz. Ağaçtan aldığınız bir yosun parçasını toprakta uzun süreli yaşatamazsınız. Bu durum tersi içinde geçerli, Paludaryumda kullandığınız kütüğün üstüne yosun koymak istiyorsanız doğada ağaç üstünde yetişen bir tür bulmalısınız.
    Ben özellikle küçük dallar ve küçük taşları üzerindeki yosunları ile topluyorum. Tabanından ayırmıyorum. Diğer türleri ise dikkatlice köşelerinden en az zararla tabaka halinde sökmeye çalışıyorum.
     Topraktan söktüklerimi  şeffaf kapta kumun üstünde, topraktan söktüklerimi ise yaprak veya humus veya  sünger üzerinde uzun süre saklayabiliyorum.
     
    Sünger gözenekli havadar yapısı ve suyu emip iletmesi açısından çok kullanışlı bir medya büyük bir süngeri şeffaf kaba koyup altına biraz su ekleyip yosunu üstüne koyun ve kapağı kapayın uzun süre yeşil ve canlı kalacaktır. arada havalandırmayı unutmayın.
     
    Gelelim en can alıcı noktaya, bulduk sakladık ve paludaryuma ekledik. Nem ve sulamayı da eksik etmedik ama bir süre sonra sarardı ve bozuldu. Sebebi ne ?
    Tam olarak 3 sebebi var.
    Kullandığınız su, en önemli sebep bu yosunların kökleri olmadığı için suyu ve besin maddelerini yapraklarındaki gözeneklerinden alırlar. Siz kara yosununu kireçli, kimyasallı çeşme suyu ile sularsanız eninde sonunda  o maddeler gözenekleri kapayıp ölüme sebep olacaklardır. Kullanmanız gereken yağmur suyu veya ro dediğimiz saf su dur. Saf su ile yosunlar uzun süre yaşayacaklardır.
    Havalandırma , doğadaki sürekli rüzgar ve havadar ortamdan söktüğünüz yosunu kapalı bir ortama koyduğunuzda üstünde mantar vb gelişimler hızlanır. Belli bir noktada yosuna zarar vermeye başlarlar. Bu yüzden paludaryumlarda küçük bir fan yardımı ile hava sirkülasyonu sağlanmalıdır.
    Bulunduğumuz İklim kuşağı, su sirkülasyon tamam uzun süre baktık gelişti ama bir noktada yine sarardı sebebi başlıkta belirtildi. Bulunduğumuz iklim kuşağındaki bitkiler dormancy denen dinlenme sürecine ihtiyaç duyuyorlar. Sürekli aynı sıcaklıktaki paludaryumlar ise duruma elverişli değiller.
    Yosunlarında fotosentez yapan bitkiler olduğunu unutmayın, gölgede yaşamaları ışık sevmedikleri anlamına gelmez sadece direk güneş ışığı zararlıdır. Ne kadar çok ışık olursa o kadar hızlı gelişirler.
    Doğadan toplayıp eve getirdiğimiz yosunların üstünde bir çok böcek ve mikroskobik canlı yaşamaktadır . yosun ile birlikte bunları da eve soktuğunuzu unutmayın. Bazı insanların yosuna alerjiside vardır.
     
    Yosunlar sporlar ile ürerler bu fotoğraftaki oluşumlar spordur. Yerini seven bir yosun bu duruma geçecektir.
     
     
    Yoğurt ile parçalanmış yosun bulamaç halinde sürülerek çoğaltma yöntemi var ancak kapalı ortamda önermiyorum çok kötü koku yapıyor.
     
     
    Son olarak özel bir yosun türünden bahsedeyim. Özellikle orkide ve etobur bitki yetiştirenlerin kullandığı spagnum yosunu, sucul alanlarda yetişen ve yetiştirilen bir tür. Saf suda bakılıyor. Düşük pha sahip kendi torf oluşumu var. Bir çok etobur bitki bunun üzerinde yetiştiriliyor. Kuru halde ve canlı olarak satılıyor.  Epifit türler paludaryumlara bunlara sararak ekleniyor.

     
     
  4. Wildarium liked bir konuya yazdı : by forester in Paludaryum bitkileri Vol.3 Yosunlar /Moss   
    Bir paludaryum vazgeçilmezi karasal bitkilerin atası olarak kabul edilen, eğreltiler ile birlikte çiçeksiz bitkileri oluşturan yosunlar bence çok özel türler, yaklaşık 11,500 saptanmış türü var ve latince Bryophyta olarak sınıflandırılıyorlar.
     

     
    Bir süre sadece yosunlardan oluşan küçük bir paludaryumda kurmuştum. Bütün kurulumlarında her türünü kullanmayı ve gelişimlerini izlemeyi çok severim. Küçük bir koleksiyona da sahibim.
     

     
     
     
     
     
    Paludaryumda kullanabileceklerimiz karasal ve su altı türleri olarak ikiye ayrılıyorlar.
     
     
    Sucul Yosunlarla Başlayabiliriz. Genel olarak paludaryumda kullanım için  çok nem istediklerini söyleyebilirim. Ortam nemi düşükse emerste önce yaprak küçültüyorlar. Devamında büyümeyi durdurup kuruyorlar, nem yüksekse ve suya erişimleri varsa coşuyorlar. Özellikle dal vb ortamlara tutunup sarabiliyorlar.
    Akvaryumlarda sıklıkla kullanılan yosunlardan benim tecrübe edebildiğim 3 tür var.
     
    1- Taxiphyllum barbieri (Java Moss)
    Çok sık kullanılan ve görüntüsü güzel bir tür,  sık ve ipliksi bir görüntüsü var, ilk kurulumumda kayaları kaplamak için kullanmıştım, biraz yavaş büyüyor. Emerse çıkabiliyor ama çok nem istemekte
     
    2- Vesicularia montagnei (Christmas Moss)
    Favori türüm gerek çam yapraklarını andıran görüntüsü gerekse emers ortama daha dayanıklı olması sebebiyle çok kullanıyorum. Su içinde üst üste ve sık gelişen görüntüsü çok hoşuma gidiyor. Emerste daha kısa yaprak çıkartıyor. Nem yüksekse hızlı gelişiyor.

     
    3- Taxiphyllum sp. (Flame Moss) öncekilere nazaran çok daha zor ama sucul alanda çok güzel görüntüsü olan bir tür.  Tabanda kullanınca yukarı doğru kıvrılarak uzuyor. Emers olarak birkaç deneme yaptım ancak başarılı olamadım. Genelde kuruyup kayboldular. Muhtemeldir ki en yüksek nem isteyen bir tür, zaten karasal ortamda  sudaki  efekti veremeyeceği içinde çok uğraşmadım. Su içinde gayet güzel.

     
    Bunlardan başka bir çok su yosunu türü bulunmakta, eminim kullanım olarak daha uygun türler vardır. Kendi adıma iki adet türü daha denemek istiyorum biri moss ball yapılan tür biri de pelia, Benim tecrübelerim bu kadarla sınırlı ilerde farklı türler edinirsem eklemeler yaparım
     Riccia içinde küçük bir de parantez açalım (Riccia fluitans bir yosun değil, su üstü bitkisi ancak görünüş olarak yosunlara çok benziyor. Su üstü bitkisi olması sebebiyle emers ortamda çok güzel ve hızlı gelişebiliyor. Zaman zaman taban bitkisi gibi kayaların üzerine misina ile sarılarak kullanılıyor. Bende denedim ama sarımdan kurtulup dağılıyorlar. Su yüzeyine çıkan taş kütük gibi objelerin üstünde kullanırsanız açık yeşil rengi ile çok dekoratif duruyor.)

     
     
     
    İkinci  türler ise Kara Yosunları

     
    Doğada gölge ve serin nemli ortamlarda bol bol bulunabilen kara yosunlarının bir çok ortamda yaşayabilen çok fazla türü mevcut, biraz dikkatli bakınca yosun deyip geçtiğimiz bitkilerin aslında çok farklı türler olduğunu görebilirisiniz. Ben ne zaman doğaya çıksam az az değişik türlerinden örnekler toplarım.
    Şeffaf kapalı bir kapta yeteri kadar nem sağlanırsa uzun zaman bakabilir ve yetiştirebilirsiniz. Ancak dikkat edilmesi gereken birkaç küçük ayrıntısı var.
    İlk nokta yosunu topladığınız mecra olacaktır.
     
    Bazı yosunlar taşların üstünde, bazıları toprakta, bazıları çürümüş yaprak vb artıkların üstünde bazıları da ağaçların üstünde yetişirler. Yetiştiği yer ile kullanacağımız yerin aynı olmasına dikkat etmelisiniz. Ağaçtan aldığınız bir yosun parçasını toprakta uzun süreli yaşatamazsınız. Bu durum tersi içinde geçerli, Paludaryumda kullandığınız kütüğün üstüne yosun koymak istiyorsanız doğada ağaç üstünde yetişen bir tür bulmalısınız.
    Ben özellikle küçük dallar ve küçük taşları üzerindeki yosunları ile topluyorum. Tabanından ayırmıyorum. Diğer türleri ise dikkatlice köşelerinden en az zararla tabaka halinde sökmeye çalışıyorum.
     Topraktan söktüklerimi  şeffaf kapta kumun üstünde, topraktan söktüklerimi ise yaprak veya humus veya  sünger üzerinde uzun süre saklayabiliyorum.
     
    Sünger gözenekli havadar yapısı ve suyu emip iletmesi açısından çok kullanışlı bir medya büyük bir süngeri şeffaf kaba koyup altına biraz su ekleyip yosunu üstüne koyun ve kapağı kapayın uzun süre yeşil ve canlı kalacaktır. arada havalandırmayı unutmayın.
     
    Gelelim en can alıcı noktaya, bulduk sakladık ve paludaryuma ekledik. Nem ve sulamayı da eksik etmedik ama bir süre sonra sarardı ve bozuldu. Sebebi ne ?
    Tam olarak 3 sebebi var.
    Kullandığınız su, en önemli sebep bu yosunların kökleri olmadığı için suyu ve besin maddelerini yapraklarındaki gözeneklerinden alırlar. Siz kara yosununu kireçli, kimyasallı çeşme suyu ile sularsanız eninde sonunda  o maddeler gözenekleri kapayıp ölüme sebep olacaklardır. Kullanmanız gereken yağmur suyu veya ro dediğimiz saf su dur. Saf su ile yosunlar uzun süre yaşayacaklardır.
    Havalandırma , doğadaki sürekli rüzgar ve havadar ortamdan söktüğünüz yosunu kapalı bir ortama koyduğunuzda üstünde mantar vb gelişimler hızlanır. Belli bir noktada yosuna zarar vermeye başlarlar. Bu yüzden paludaryumlarda küçük bir fan yardımı ile hava sirkülasyonu sağlanmalıdır.
    Bulunduğumuz İklim kuşağı, su sirkülasyon tamam uzun süre baktık gelişti ama bir noktada yine sarardı sebebi başlıkta belirtildi. Bulunduğumuz iklim kuşağındaki bitkiler dormancy denen dinlenme sürecine ihtiyaç duyuyorlar. Sürekli aynı sıcaklıktaki paludaryumlar ise duruma elverişli değiller.
    Yosunlarında fotosentez yapan bitkiler olduğunu unutmayın, gölgede yaşamaları ışık sevmedikleri anlamına gelmez sadece direk güneş ışığı zararlıdır. Ne kadar çok ışık olursa o kadar hızlı gelişirler.
    Doğadan toplayıp eve getirdiğimiz yosunların üstünde bir çok böcek ve mikroskobik canlı yaşamaktadır . yosun ile birlikte bunları da eve soktuğunuzu unutmayın. Bazı insanların yosuna alerjiside vardır.
     
    Yosunlar sporlar ile ürerler bu fotoğraftaki oluşumlar spordur. Yerini seven bir yosun bu duruma geçecektir.
     
     
    Yoğurt ile parçalanmış yosun bulamaç halinde sürülerek çoğaltma yöntemi var ancak kapalı ortamda önermiyorum çok kötü koku yapıyor.
     
     
    Son olarak özel bir yosun türünden bahsedeyim. Özellikle orkide ve etobur bitki yetiştirenlerin kullandığı spagnum yosunu, sucul alanlarda yetişen ve yetiştirilen bir tür. Saf suda bakılıyor. Düşük pha sahip kendi torf oluşumu var. Bir çok etobur bitki bunun üzerinde yetiştiriliyor. Kuru halde ve canlı olarak satılıyor.  Epifit türler paludaryumlara bunlara sararak ekleniyor.

     
     
  5. Wildarium liked bir konuya yazdı : by forester in Paludaryum Bitkileri Vol.2 Bromeliadlar   
    Bromeliad  bir brmeliad serasından hızlı tur...
    İzlemek için indir : http://www.dosyaupload.com/dcR2
     
  6. Wildarium liked bir konuya yazdı : by forester in Paludaryum Bitkileri Vol.1   
    Herkese Tekrar Merhaba…  
    Paludaryum, Terraryum, Vivarium gibi kurulumlarda doğal ve gerçekçi olması için canlı bitkiler kullanılıyor. Bu konuda ülkemizde düzgün bir kaynak ne yazık ki yok ,aradığınızda karşınıza birkaç latince bitki ismi çıkıyor. Ama bunlarında ülkemizde bulunup bulunamadığına bakılmamış ve yetiştirme ile ilgili bir bilgi içermiyorlar. Özellikle fanuslara kurulan terraryumlar da sıkça kaktüs türleri ile suyu çok seven bitkilerin yan yana kullanılıp, kurulum anından çekilmiş gösterişli fotoğrafları görebilirsiniz. Eminim bu durum 1 aydan daha ileri gidemez, yüksek nem ve sulama kaktüsü, tam tersi de su seven bitkiyi öldürecektir. Zaman zaman Paludaryum, Terraryum, Vivariumlarda kullanılabilecek ve ülkemizde ulaşılabilecek bitkileri tanıtmak istiyorum. (yurtdışı forumlarında çok değişik ve güzel bitkilerle kurulmuş örnekler görebilirsiniz ancak bu bitkilere Türkiye’de rastlamak imkansıza yakın) Bu yazı buna giriş için genel kavramları ve teknik terimlerin açıklamalarını içeriyor. Bütün Dünya’da iç mekanda yetiştirilen, bizim salon bitkileri olarak adlandırdığımız bitkilerin kökeni tropik kuşak ülkeleridir. Bunun sebebi Tropikal iklimin yıllık ortalama sıcaklık 20°C dolayında, bol yağışlı, mevsimler arası ve gece gündüz sıcaklık farkları çok dar (4-5 c derece) olmasıdır.
    Bu ortam tropik kuşak dışında, evin içinde sağlanabildiğinden bu bitkiler sağlıklı olarak gelişebilirler. Evinizin salonunu düşünün 20c altında kombiler yanar. Gece gündüz ısı farkı korumalı ortam sebebiyle çok olmaz, ve ilgili bizler tarafından sürekli sulanırlar. Kısaca tropik ortamı biz onlara sunduğumuz sürece onlarda sağlıklı bir şekilde büyür ve gelişirler. Ülkemizde doğada yetişen bitkileri zaman zaman içeride yetiştirmeye çalıştıysanız bir süre sonra solmalar kurumalar yaşamışsınızdır. Bunun başlıca sebebi iklimdir. İklime uyum sağlamış bitkiler yazın büyür çiçeklenir gelişir, kışın ise dormancy denen uyku durumuna geçerler. Iç ortama alınmış bitki dormancye giremeyeceği için bir süre sonra bitkin düşüp ölmeye mahkumdur. Paludaryum, Terraryum, Vivariumlar genellikle yüksek nem içeren, içinde sulu bir kısım bulunan kapalı ortamlardır. Bu sebeple her tropik bitki de yetiştirmeye uygun değildir.
    Higrofit, higrofil özelliği olan yani suyu ve nemi seven bitkiler en uyumlu türlerdir. Hatta bir çok su altı bitkisi /akvaryum bitkisi kullanılabilir. Akvaryumlarda kullandığımız çoğu bitkinin doğal ortamları incelendiğinde yağmurun bol olduğu dönemlerde suyun altında, yağmurun az yağdığı kurak dönemlerde ise suyun üstünde yaşamlarını sürdürdükleri görülmektedir. Suyun altında yetiştiği dönemlere submers, suyun üzerinde yetiştiği dönemlere ise emers dönem denir. Son olarak bitkilerin yetiştiği ortamlarda Paludaryum, Terraryum, Vivariumlarda kullanımımızı etkiler. Genel olarak bitkiler kökleri ile toprağa tutunup oradan su ve besin elementlerini alırlar. Ancak her bitki toprağa ihtiyaç duymaz, yosun üstünde, kum veya taşa tutunarak çürümüş humus üstünde yetişen türler vardır. Epifit bitkiler ise toprağa hiç ihtiyaç durmazlar, Başka bir bitkiye tutunmuş, fakat asalak olmayan bitkilerdir.
    Bu girişten sonra ülkemizde kolayca bulunabilen aslında bir Akvaryum su üstü bitkisi olan Hydrocotyle türleri ile başlayabiliriz.

    Bir güney Amerika türü olan Hydrocotyle leucocephala aslında su üstü bitkisidir. Zaman zaman akvaryumlarda tabana sabitlenerek kullanılmak istense de yeni sürgünler hep yukarı doğru çıkacaklardır. Yaprakları su üstünde kalır ve tüm yüzeyi kaplayabilir. Bu sebeple karasal ortamda yeterli nem sağlanırsa çok güzel bir sarmaşık halini alacaktır. Toprağa ihtiyacı yoktur, ancak toprak varsa kök salacaktır. Işığa doğru hızla gelişir. Emers ortamda biraz arsız bir türdür. Sık budama gerekir, gövdesinden çıkan köklerle her yere yapışabilir. Küçük beyaz çiçeklerini sık sık açar , Kendi Paludaryumumda arka planı kaplamak için kullandığım ve kullanmaktan zevk aldığım bir tür.


    Nem konusunda çok dayanıklır. kendi paludaryumumdan firar etmeye çalışan bir parçası
    Hydrocotyle tripartita (sp. "Japan") Hydrocotyle leucocephala göre daha küçük yapraklı ve sık büyüyen bir türü,

  7. Wildarium liked bir konuya yazdı : by forester in Paludaryum Bitkileri Vol.2 Bromeliadlar   
    Bromeliaceae familyası Türkçeleştirdiğimizde Ananasgiller olarak karşımıza çıkıyorlar…
     
    Marketlerde satılan ananasların yaprak kısımlarına dikkat ederseniz aynı bromeiladlar gibidir. Hatta bunları alıp yapraklarını kesip köklendirebilirsiniz. Bedavadan bir bromeliadınız olur.
     
    Aslen Güney Amerika ve Tropiklerde yayılmış bir çok türü vardır.
     
    Paludaryumların en gösterişli bitkileri diyebiliriz. Yüksek nem isteği, dayanıklı uzun ömürlü yaprakları, renk ve çiçekleriyle paludaryumların yıldızlarıdırlar.
     
     
    Özellikle dart frog kurbağa yetiştirenler bu bitkinin ortasındaki su birikintisinde üremesi sebebiyle çok rağbet etmekteler.
     
     
     
    İki ana grubu var diyebiliriz
     
    Birincisi TERRESTRIAL yaşamak için toprağa ihtiyaç duyan türleri, aşağıda listelediklerim ve bunlara benzer türleri ülkemizde sıklıkla bulunabilmekte. Neme oldukça dayanıklı ve seven, küçük saksılarda az miktarda toprakla yaşayabilmesi, gölgeye dayanıklı olmaları sebebiyle  Paludaryumlara kolayca uyum sağlarlar. Ortalarında bulunan koninin içinde su olmasından hoşlanırlar. Üretimi çiçeklenme sonrası yandan sürgünler verir, bunları belli bir boya geldikten sonra ayırıp bitkinizi çoğaltabilirsiniz.
    Guzmania minör, Guzmania lingulata, Vriesea türleri, Aechmea fasciata ve Tillandsia cynea Ülkemizde  sıklıkla bulunan türleri, ancak özellikle Vriesea türleri olmak üzere ticari satışı yapılan terrestrial bromeliadlar boyut olarak çok büyükler, küçük boyutlu paludaryumlar da güzel durmuyorlar. Zaman zaman guzmania’nın küçük varyeteleri gelmekte ben onları kullanıyorum. Ya da yandan yavru vermiş bir tane alıp, yavruyu ayırıp paludaryuma ekliyebilirsiniz.
     
     
     
    EPIPHYTIC topraksızda yaşayabilen türler ise ne yazık ki nadiren bulunabiliyor. Özellikle Neoregelia türü yabancı kurulumlarda sıklıkla karşımıza çıkıyor. Toprağa ihtiyaç duymadığından özellikle dallara bir miktar spagnum yosunuyla tutturularak kullanılıyor. Boyut ve renk olarak çok çeşitliler. Minyatür türleri sıklıkla kullanılıyor.
     

     
    Bunlara ulaşmak zor ama ülkemizde hava bitkisi olarak geçen, epifit Tillandsia türlerine sıklıkla rastlanıyor. Bunlarda toprağa ihtiyaç duymuyorlar. Bir kökleri yok. Ancak kişisel tecrübelerime göre yüksek nemi sevmiyorlar. Sulama sonrası yüksek havalandırma gereksinimleri var. Kapalı ortamlarda bakımları biraz özen istiyor. kendi paludaryumuma eklediğim iki tanesini tatil dolayısıyla çürüttüm.
     

     
    Küçük boyutlu Neoregelia türlerine ulaşmak önümüzdeki süreçte hedeflerimden….

  8. Raufyngn liked bir konuya yazdı : by forester in En ucuz DIY yağmurlama sistemi   
    En ucuz DIY yağmurlama sistemi

    Paludaryum kurulumlarında yağmur çok kullanılan bir efekt, hazır bir çok sistem alınabilir ama ucuz ve kolay nasıl yaparım derseniz cevabı aşağıda…
    Öncelikle  Bu kullandığım motor ve haznesi (isterseniz ayrı tek motor alıp daha büyük bir bidona da takılabilir) ( Renault silecek suyu motoru 2 lt hazneli motor 20 TL haznesiz tek motor 10 TL) araç yedek parçacılarında bol miktarda ve çeşitte bulunuyor. 12 volt ile çalışıyor. Bir adaptör almanız gerekiyor.

    Bu motorlar aşağıdaki sisleme ve sprinkler için yeterli basınca ulaşabiliyorlar, akvaryum kafa motorları basınç konusunda yetersizler.  Su arıma aletlerinde kullanılan motorlarda kullanılabilir. Ancak başlıkta da dediğimiz gibi en ucuz sistem bu,
    Bu motorların tek kötü özelliği sesleri, biraz sesli çalışıyorlar ancak kısa süreli çalıştırdığımdan sorun olmuyor.

    silecek suyu motorları uzun süre çalışmaya uygun değiller o yüzden ben  1 dk çalıştırıyorum, yetmez ise aralıklı olarak 1’er dakika çalıştırıyorum. Yani tek seferde 5-10 dakika çalıştırmıyorum. Zaten piyasadaki zaman saatleri de 1 dk dan az tetikleme yapmıyor.


    Gardena marka sisleme ucu yapı marketlerde var (5 tanesi 10 TL) ben 2 tanesini kullanıyorum
    boyut olarak küçük olması ve yağmur efektine en yakın etkiyi bununla alıyorum.

     
    damlacık boyutu küçük olsun isterseniz bu veya aşağıdaki sprinkte kullanılabilir

    mikro sisleme sprinki daha geniş alana sisleme yapabiliyor. ( ben etoburlar bitkiler için bunu kullanıyorum)

    burada motorun basınç özelliği devreye giriyor Basınç arttıkça damla boyutu küçülüyor sise yaklaşıyor.



    ve akvaryum dünyasının vazgeçilmezi zaman saati , haftanın her günü bir dakika akşam bir dakika sabah bir dakika olacak şekilde ayarlı dijital olması önemli mekanikler en az 15 dakika çalışabiliyor. dijitaller 1 dakika 

    son olarak ta bir miktar hortum...
    toplamda ortalama 100 TL gibi bir rakama tam otomatik yağmurlama sisteminiz hazır….
    2 yıla yakındır kullandığım en küçük bir sorun yaratmamış denenmiş bir sistemdir....
     
  9. forester liked bir konuya yazdı : by blue80s in Paludaryum Bitkileri Vol.2 Bromeliadlar   
    @forester hocam süper başlık olmuş bende istanbulu altına üstüne getirdim ama bulamadım kafayı yiyeceğim bu bitkilerde ve resmen teraryumun assolistlerinden bu bunsuz bir dart frog yaşam alanı düşünemiyorum mesela. Vallahi temin nereden edersek bilgi verebilir misiniz ? yada siz üretirseniz bende istiyorum kesinlikle  
  10. Wildarium liked bir konuya yazdı : by forester in Paludaryum Bitkileri Vol.2 Bromeliadlar   
    Bromeliaceae familyası Türkçeleştirdiğimizde Ananasgiller olarak karşımıza çıkıyorlar…
     
    Marketlerde satılan ananasların yaprak kısımlarına dikkat ederseniz aynı bromeiladlar gibidir. Hatta bunları alıp yapraklarını kesip köklendirebilirsiniz. Bedavadan bir bromeliadınız olur.
     
    Aslen Güney Amerika ve Tropiklerde yayılmış bir çok türü vardır.
     
    Paludaryumların en gösterişli bitkileri diyebiliriz. Yüksek nem isteği, dayanıklı uzun ömürlü yaprakları, renk ve çiçekleriyle paludaryumların yıldızlarıdırlar.
     
     
    Özellikle dart frog kurbağa yetiştirenler bu bitkinin ortasındaki su birikintisinde üremesi sebebiyle çok rağbet etmekteler.
     
     
     
    İki ana grubu var diyebiliriz
     
    Birincisi TERRESTRIAL yaşamak için toprağa ihtiyaç duyan türleri, aşağıda listelediklerim ve bunlara benzer türleri ülkemizde sıklıkla bulunabilmekte. Neme oldukça dayanıklı ve seven, küçük saksılarda az miktarda toprakla yaşayabilmesi, gölgeye dayanıklı olmaları sebebiyle  Paludaryumlara kolayca uyum sağlarlar. Ortalarında bulunan koninin içinde su olmasından hoşlanırlar. Üretimi çiçeklenme sonrası yandan sürgünler verir, bunları belli bir boya geldikten sonra ayırıp bitkinizi çoğaltabilirsiniz.
    Guzmania minör, Guzmania lingulata, Vriesea türleri, Aechmea fasciata ve Tillandsia cynea Ülkemizde  sıklıkla bulunan türleri, ancak özellikle Vriesea türleri olmak üzere ticari satışı yapılan terrestrial bromeliadlar boyut olarak çok büyükler, küçük boyutlu paludaryumlar da güzel durmuyorlar. Zaman zaman guzmania’nın küçük varyeteleri gelmekte ben onları kullanıyorum. Ya da yandan yavru vermiş bir tane alıp, yavruyu ayırıp paludaryuma ekliyebilirsiniz.
     
     
     
    EPIPHYTIC topraksızda yaşayabilen türler ise ne yazık ki nadiren bulunabiliyor. Özellikle Neoregelia türü yabancı kurulumlarda sıklıkla karşımıza çıkıyor. Toprağa ihtiyaç duymadığından özellikle dallara bir miktar spagnum yosunuyla tutturularak kullanılıyor. Boyut ve renk olarak çok çeşitliler. Minyatür türleri sıklıkla kullanılıyor.
     

     
    Bunlara ulaşmak zor ama ülkemizde hava bitkisi olarak geçen, epifit Tillandsia türlerine sıklıkla rastlanıyor. Bunlarda toprağa ihtiyaç duymuyorlar. Bir kökleri yok. Ancak kişisel tecrübelerime göre yüksek nemi sevmiyorlar. Sulama sonrası yüksek havalandırma gereksinimleri var. Kapalı ortamlarda bakımları biraz özen istiyor. kendi paludaryumuma eklediğim iki tanesini tatil dolayısıyla çürüttüm.
     

     
    Küçük boyutlu Neoregelia türlerine ulaşmak önümüzdeki süreçte hedeflerimden….

  11. forester liked bir konuya yazdı : by Wildarium in Paludaryum Bitkileri Vol.2 Bromeliadlar   
    Sayın @forester çok güzel paylaşım'da bulunmuşsunuz teşekkürler. Tüm terraryum kurulumcularının hobi sahiplerinin özellikle amfibi türlerine sahip kişilerin en aradığı türler arasında brromeliad'lar.  Ülkemiz'de bir elin beş parmağını geçmeyecek kişide var biz dahi hollanda dan özel siparişle ara ara getirtiyoruz bu her yüzeyde yaşayabilen dal, üst zemin gibi alanlar'dan kastımız kök bitkilerin üretimini yapabilir çoğaltırsanız kapınızı çalan çok kişi olacaktır hatta durumu profesyonelce yaparsanız biz bile kapınızı çalacak gruplardan birisi olabiliriz.
    Bu söyleminizi dikkate alıyoruz ve hobi'de size başarılar diliyoruz. Bu ve benzeri paylaşımları mutlaka beklemekteyiz.
    Keyifli forumlar.
  12. Wildarium liked bir konuya yazdı : by forester in Paludaryum Bitkileri Vol.2 Bromeliadlar   
    Bromeliaceae familyası Türkçeleştirdiğimizde Ananasgiller olarak karşımıza çıkıyorlar…
     
    Marketlerde satılan ananasların yaprak kısımlarına dikkat ederseniz aynı bromeiladlar gibidir. Hatta bunları alıp yapraklarını kesip köklendirebilirsiniz. Bedavadan bir bromeliadınız olur.
     
    Aslen Güney Amerika ve Tropiklerde yayılmış bir çok türü vardır.
     
    Paludaryumların en gösterişli bitkileri diyebiliriz. Yüksek nem isteği, dayanıklı uzun ömürlü yaprakları, renk ve çiçekleriyle paludaryumların yıldızlarıdırlar.
     
     
    Özellikle dart frog kurbağa yetiştirenler bu bitkinin ortasındaki su birikintisinde üremesi sebebiyle çok rağbet etmekteler.
     
     
     
    İki ana grubu var diyebiliriz
     
    Birincisi TERRESTRIAL yaşamak için toprağa ihtiyaç duyan türleri, aşağıda listelediklerim ve bunlara benzer türleri ülkemizde sıklıkla bulunabilmekte. Neme oldukça dayanıklı ve seven, küçük saksılarda az miktarda toprakla yaşayabilmesi, gölgeye dayanıklı olmaları sebebiyle  Paludaryumlara kolayca uyum sağlarlar. Ortalarında bulunan koninin içinde su olmasından hoşlanırlar. Üretimi çiçeklenme sonrası yandan sürgünler verir, bunları belli bir boya geldikten sonra ayırıp bitkinizi çoğaltabilirsiniz.
    Guzmania minör, Guzmania lingulata, Vriesea türleri, Aechmea fasciata ve Tillandsia cynea Ülkemizde  sıklıkla bulunan türleri, ancak özellikle Vriesea türleri olmak üzere ticari satışı yapılan terrestrial bromeliadlar boyut olarak çok büyükler, küçük boyutlu paludaryumlar da güzel durmuyorlar. Zaman zaman guzmania’nın küçük varyeteleri gelmekte ben onları kullanıyorum. Ya da yandan yavru vermiş bir tane alıp, yavruyu ayırıp paludaryuma ekliyebilirsiniz.
     
     
     
    EPIPHYTIC topraksızda yaşayabilen türler ise ne yazık ki nadiren bulunabiliyor. Özellikle Neoregelia türü yabancı kurulumlarda sıklıkla karşımıza çıkıyor. Toprağa ihtiyaç duymadığından özellikle dallara bir miktar spagnum yosunuyla tutturularak kullanılıyor. Boyut ve renk olarak çok çeşitliler. Minyatür türleri sıklıkla kullanılıyor.
     

     
    Bunlara ulaşmak zor ama ülkemizde hava bitkisi olarak geçen, epifit Tillandsia türlerine sıklıkla rastlanıyor. Bunlarda toprağa ihtiyaç duymuyorlar. Bir kökleri yok. Ancak kişisel tecrübelerime göre yüksek nemi sevmiyorlar. Sulama sonrası yüksek havalandırma gereksinimleri var. Kapalı ortamlarda bakımları biraz özen istiyor. kendi paludaryumuma eklediğim iki tanesini tatil dolayısıyla çürüttüm.
     

     
    Küçük boyutlu Neoregelia türlerine ulaşmak önümüzdeki süreçte hedeflerimden….

  13. forester liked bir konuya yazdı : by Wildarium in Paludaryum Bitkileri Vol.1   
    Harika bir paylaşım olmuş ve görsellerde harikulade. Bir çok kişi için güzel kaynak olacaktır zamanla konunuz. 
  14. forester liked bir konuya yazdı : by blue80s in Paludaryum Bitkileri Vol.1   
    Hocam çok güzel olmuş elinize sağlık renkler o kadar güzel ki fotoğraflarda o orman büyüsü tamamen oluşmuş günde 2,3 kere konuda fotoğraflara bakmışlığım oluyor valla 
  15. Wildarium liked bir konuya yazdı : by forester in Paludaryum Bitkileri Vol.1   
    Herkese Tekrar Merhaba…  
    Paludaryum, Terraryum, Vivarium gibi kurulumlarda doğal ve gerçekçi olması için canlı bitkiler kullanılıyor. Bu konuda ülkemizde düzgün bir kaynak ne yazık ki yok ,aradığınızda karşınıza birkaç latince bitki ismi çıkıyor. Ama bunlarında ülkemizde bulunup bulunamadığına bakılmamış ve yetiştirme ile ilgili bir bilgi içermiyorlar. Özellikle fanuslara kurulan terraryumlar da sıkça kaktüs türleri ile suyu çok seven bitkilerin yan yana kullanılıp, kurulum anından çekilmiş gösterişli fotoğrafları görebilirsiniz. Eminim bu durum 1 aydan daha ileri gidemez, yüksek nem ve sulama kaktüsü, tam tersi de su seven bitkiyi öldürecektir. Zaman zaman Paludaryum, Terraryum, Vivariumlarda kullanılabilecek ve ülkemizde ulaşılabilecek bitkileri tanıtmak istiyorum. (yurtdışı forumlarında çok değişik ve güzel bitkilerle kurulmuş örnekler görebilirsiniz ancak bu bitkilere Türkiye’de rastlamak imkansıza yakın) Bu yazı buna giriş için genel kavramları ve teknik terimlerin açıklamalarını içeriyor. Bütün Dünya’da iç mekanda yetiştirilen, bizim salon bitkileri olarak adlandırdığımız bitkilerin kökeni tropik kuşak ülkeleridir. Bunun sebebi Tropikal iklimin yıllık ortalama sıcaklık 20°C dolayında, bol yağışlı, mevsimler arası ve gece gündüz sıcaklık farkları çok dar (4-5 c derece) olmasıdır.
    Bu ortam tropik kuşak dışında, evin içinde sağlanabildiğinden bu bitkiler sağlıklı olarak gelişebilirler. Evinizin salonunu düşünün 20c altında kombiler yanar. Gece gündüz ısı farkı korumalı ortam sebebiyle çok olmaz, ve ilgili bizler tarafından sürekli sulanırlar. Kısaca tropik ortamı biz onlara sunduğumuz sürece onlarda sağlıklı bir şekilde büyür ve gelişirler. Ülkemizde doğada yetişen bitkileri zaman zaman içeride yetiştirmeye çalıştıysanız bir süre sonra solmalar kurumalar yaşamışsınızdır. Bunun başlıca sebebi iklimdir. İklime uyum sağlamış bitkiler yazın büyür çiçeklenir gelişir, kışın ise dormancy denen uyku durumuna geçerler. Iç ortama alınmış bitki dormancye giremeyeceği için bir süre sonra bitkin düşüp ölmeye mahkumdur. Paludaryum, Terraryum, Vivariumlar genellikle yüksek nem içeren, içinde sulu bir kısım bulunan kapalı ortamlardır. Bu sebeple her tropik bitki de yetiştirmeye uygun değildir.
    Higrofit, higrofil özelliği olan yani suyu ve nemi seven bitkiler en uyumlu türlerdir. Hatta bir çok su altı bitkisi /akvaryum bitkisi kullanılabilir. Akvaryumlarda kullandığımız çoğu bitkinin doğal ortamları incelendiğinde yağmurun bol olduğu dönemlerde suyun altında, yağmurun az yağdığı kurak dönemlerde ise suyun üstünde yaşamlarını sürdürdükleri görülmektedir. Suyun altında yetiştiği dönemlere submers, suyun üzerinde yetiştiği dönemlere ise emers dönem denir. Son olarak bitkilerin yetiştiği ortamlarda Paludaryum, Terraryum, Vivariumlarda kullanımımızı etkiler. Genel olarak bitkiler kökleri ile toprağa tutunup oradan su ve besin elementlerini alırlar. Ancak her bitki toprağa ihtiyaç duymaz, yosun üstünde, kum veya taşa tutunarak çürümüş humus üstünde yetişen türler vardır. Epifit bitkiler ise toprağa hiç ihtiyaç durmazlar, Başka bir bitkiye tutunmuş, fakat asalak olmayan bitkilerdir.
    Bu girişten sonra ülkemizde kolayca bulunabilen aslında bir Akvaryum su üstü bitkisi olan Hydrocotyle türleri ile başlayabiliriz.

    Bir güney Amerika türü olan Hydrocotyle leucocephala aslında su üstü bitkisidir. Zaman zaman akvaryumlarda tabana sabitlenerek kullanılmak istense de yeni sürgünler hep yukarı doğru çıkacaklardır. Yaprakları su üstünde kalır ve tüm yüzeyi kaplayabilir. Bu sebeple karasal ortamda yeterli nem sağlanırsa çok güzel bir sarmaşık halini alacaktır. Toprağa ihtiyacı yoktur, ancak toprak varsa kök salacaktır. Işığa doğru hızla gelişir. Emers ortamda biraz arsız bir türdür. Sık budama gerekir, gövdesinden çıkan köklerle her yere yapışabilir. Küçük beyaz çiçeklerini sık sık açar , Kendi Paludaryumumda arka planı kaplamak için kullandığım ve kullanmaktan zevk aldığım bir tür.


    Nem konusunda çok dayanıklır. kendi paludaryumumdan firar etmeye çalışan bir parçası
    Hydrocotyle tripartita (sp. "Japan") Hydrocotyle leucocephala göre daha küçük yapraklı ve sık büyüyen bir türü,

  16. forester liked bir konuya yazdı : by Wildarium in Çöl Tipi Vivaryum - Akrepler Için.   
    Merhaba;
     
    Çöl tipi hazırlanmış bu harika vivaryum'da akrep türlerine ev sahipliği edebilirsiniz.
     
    Bu vivaryum'da Chihuahuan çölünden örneklenme yapışmıştır bu çalışmada. ABD'nin Teksas eyâletinde bulunan, Teksas Şehri El Paso'yu tamamen saran, dağlık bir çöldür. ABD-Meksika sınırı ortalarında uzanır ve Meksika Platosu'nun orta ve kuzey kısımlarını kapsar. ABD'nin New Mexico, Teksas ve Arizona eyaletlerinde, Meksika'nın ise Chihuahua, Coahuila, Durango, Zacatecas ve Nuevo León eyaletlerinde bulunur. 362,600 km² alanı kaplayan çölün en yüksek noktası 1.675 m, en alçak noktası ise 600 m'dir. Çölde toplamda iki milyonu aşan insanı barındıran yerleşim yerleri bulunmaktadır.
     
     
     
    Bu çölde dev akrepler yaşamaktadır. Beslenen canlı çöl akrebidir ununla alakalı bir çok yazı bulabilirsiniz.
     
    Vivarium Detayları;
     
    Ölçü : (Y) 300mm x (G) 200mm x (H) 200mm Kullanılan materyaller: Cam, manyetik kapı tutucu ve keçe  Dekor ürünleri : Doğal arkaplan, beyaz kum, doğal kayalar, çakıl, kök, bitki, KERA-NATUR örümcek kase.   Vivaryum tamamen çöl akrebi için geliştirilmiş LED aydınlatma sistemi kurulmuştur. ( Ay ışığı sensörlü )      

       
  17. forester liked bir konuya yazdı : by zgn in Betta Splendens   
    Betta Splendens 
    Anavatanı Tayland olan bu küçük balık en eski akvaryum balıklarından biridir. Bundan 600 yıl evvel Sukothai hanedanı zamanında betta yetiştirildiğini bilmekteyiz. Bu balığın evcilleştirenler pirinç tarımı yapan çiftçilerdi. Bölge korumacı ve kavgacı özelliklerini fark eden köylüler ilk başta bu özelliklerinden dolayı betaları dövüştürmek için yetiştirdiler. Ve bu gelenek yüzyıllardan beri devam ediyor. Betalar kendi türlerine, ve özellikle de hemcinslerine karşı aşırı agresif balıklardır. İki erkek bata bir araya konulduğunda bir tarafın ölümüyle sonuçlanacak kadar ciddi çatışmalar yaşanabilir. Dişilerde durum farklıdır. Her ne kadar kendi aralarında baskınlık belirlemek için gövde gösterileri yapsalarda genellikle dişilerde kavgalar çok şiddetli olmaz.

    Betta Splendens doğal yaşam alanı sığ ve durgun sulardır. Düşük oksijenli sularda yaşama becerisine sahip olmasını sağlayan solungaçlarına bağlı olarak gelişen labirent organıdır. Bu organ sayesinde su dışından aldığı havayı solungaçlarında kullanabilen beta ufak su birikintilerinde bile uzun süre hayatta kalabilmektedir. Fakat bu durum daha sonraları çarpıtılarak betalar doğal olarak küçük kapları sever doğada da mikro gölcüklerde yaşarlar gibi bir anlayış geliştirilmiştir. Yanlış bir düşüncedir. her ne kadar alan tutan bölge belirleyen, çok gezmeyen yüzeye yakın yaşamayı tercih eden balıklar olsalar da betalarda tüm diğer balıklar gibi kendine ait yeterince alan olmasını isteyen balıklardır.

    Beslenme biçimleri etçildir. Doğal ortamlarında özellikle sivrisinek lavrası , bunun yanında kurtçuk ve su piresi gibi canlılar tüketerek yaşamlarını sürdürürler. Yosun, ve yenilebilen diğer su bitkileri ilgilerini çekmez. ayrıca çekilmiş, ufalanmış et ile de beslenirler.
    Bizim bugün bildiğimiz yabani form dışındaki renkli betaların ilk kez üretilmesi ise  Siyam Kralının yakın bir arkadaşı olan Dr Theodore Cantor, 1840 yılında üretmek amacıyla kraldan bir çift betta almasıyla olur. Doktor bu çifti üretti üzerinde çeşitli araştırmalar yaptı ve bu balığa ‘Makropodus Pugnax’ (Cennet balığı familyasından Bir tür ) adı vererek balık üzerine bir makale yayımladı. Makalenin yayımlanmasından kısa bir süre sonra doktor Cantor betanın başlıbaşına bir tür olduğunu keşfetti ve bu balığa şu anda bildiğimiz Betta Splendens adı verilmiştir.
    Üretilen betaların bazıları 1896’ da  daha sonra bir kez de 1910 yılında Almanya’ya gönderildi. Daha sonra buradan Frank Locke adında bir kişi Amerika’nın Kaliforniya Eyaleti  San Fransisco  şehrine bu balıklarda ithal yolu ile getirdi. Aldığı bu balıklardan bir tanesinin renklerinde bir olağandışılık fark eden Locke yeni bir tür keşfetmiş olduğunu sandı ve bu balığa ‘betta cambodia’ dedi. Aslında onun elinde üreme yoluyla doğal özellikleri gelişen ve değişen ilk betalardan bir tanesi vardı.O zamandan beri yetiştiricilerin yaptığı çalışmalar  bugün bildiğimiz tüm o renk ve kuyruk varyetelerinin ortaya çıkmasını sağladı. Betta üretme bugün de birçok kişi için bir tutku aynı zamanda da karlı bir iştir ve onların birçoğu küçük bir akvaryumda bir ya da iki betta ile bu işe başladılar.

    Evcil Bettalar
    Betta balığının yaşam süresi 2-3 yıl nadiren 4-5 yıldır. 6 aydan itibaren yetişkin olurlar. Erişkin bettaların boyu 5–6 cm civarındadır. Dev betta denilen ve 12 cm boya ulaşabilen bettalar da vardır.Erkekler birbirlerine karşı aşırı agresiftir.  Erişkin erkek bettalar bir araya koyulurlarsa birbirlerine ölümcül şekilde zarar verirler. Dişi bettalar bir arada bakılabilir. Dişiler arasında da ufak sürtüşmeler olsa da ciddi yaralanmalar yaşanmaz. Erkek ve dişiler yeterli büyüklükte, saklanacak alanların olduğu bir akvaryumda bir arada bakılabilir.
    Beslenme biçimleri etçildir. Doğada sivrisinek larvaları, kurtçuk ve küçük böceklerle beslenirler. Evcil bettalar kuru yeme alıştırılmıştır. Betalar için hazırlanmış olan kuru yemler etçil balık diyetine uygundur, yüksek oranda protein içerir. Her ne kadar kuru yemle hayatlarını sürdürebilseler de betalara canlı yem ve dondurulmuş yemler vermek balığın daha sağlıklı ve güzel olmasını sağlar.
    Sadece dişi betalarda bulunan yumurta tüpü. Betta erkekleri başka erkek bettaları ya da aynadaki yansımalarını gördüklerine yüzgeçlerini açarak gövde gösterilerinde bulunurlar. Bu davranış sırasında bettalar bütün güzlelliklerini ortaya sererler aynı zamanda  hızlı hızlı hareket ettikleri için yorulurlar. Günlük olarak 15-20 dakika bu şekilde balığa diğer balıklar ya da ayna göstererek antrenman yaptırmak yine balığın sağlığı açısından olumlu katkı sağlar. Fakat balık bu şekilde uzun süre bırakılırsa duyarsızlaşır ya da korkaklaşır. Buna dikkat edilmelidir.
    Bettalarda dişiler erkeklere oranla daha küçük ve narin olurlar. Kuyruk ve yüzgeçleri küçük olur. Fakat sadece bu özelliklerine bakarak erkek ve dişiyi ayırmak mümkün değildir. Çünkü Kısa kuyruklu genç erkek bettalarda bazen dişi betta sanılarak satılmakta ve alınmaktadır. Dişi ve erkeği ayırmanın en kolay ve kesin yolu dişilerde anüs çevresinde iğne başı büyüklüğünde ve beyaz renkte görülen yumurta tüpüdür. Bu beyaz nokta erkeklerde kesinlikle bulunmaz. Sadece üretken dişilere has bir özelliktir.

    *Kaynaklar: wikipedia, seriouslyfish.com,  fishbone.com, bettysplendens.com sitelerindeki bilgiler harmanlanmış ve bazı görsellerden faydalanılmıştır. Çeviriler ve deneyimler tarafıma ait olup hiç bir şart altında izinli/izinsiz kopylanamaz, kullanılamaz, başka bir platforma alınamaz.
  18. forester liked bir konuya yazdı : by zgn in Betta Splendens   
    Betta Splendens neredeyse sayısız varyasyona sahip bir balıktır, ve bazı aşırı nadir türleri üretebilmek, selective breeding denen yöntem ile mümkündür, bu durum için balığın ortamını kusursuz hazırlamak ve yavru konusunda da yine besleme bakım ve ortam konusunda kusursuz olmak gereklidir.





  19. blue80s liked bir konuya yazdı : by forester in En ucuz DIY yağmurlama sistemi   
    Video linktedir. 
  20. zgn liked bir konuya yazdı : by forester in En ucuz DIY yağmurlama sistemi   
    Teşekkür ederim en kısa sürede çekip eklemeyi denerim . Bizimki basit ama küçük alanlarda iş gören bir sistem, sadece bitkiler için kullanılabilir. ancak işin içine hayvanlar girince ve sistem büyüyünce sizinki gibi profesyonel sistemler her zaman daha kullanışlı olacaktır. Detayları merakla bekliyoruz.
  21. blue80s liked bir konuya yazdı : by forester in Paludaryum kurulumum ve zaman içinde tecrübelerim   
    daha önce çektiğim bir videoyu buldum Youtube'ta iyi seyirler
  22. blue80s liked bir konuya yazdı : by forester in En ucuz DIY yağmurlama sistemi   
    Video linktedir. 
  23. blue80s liked bir konuya yazdı : by forester in En ucuz DIY yağmurlama sistemi   
    Video linktedir. 
  24. forester liked bir konuya yazdı : by srpennywise in Ve Bitti. DIY. Ball Pythonum için Teraryumu bitirdim. Adım adım :)   
    Hepinize selamlar. Haftalardır uğraştığım “Kendi Teraryumun Kendin Yap-DIY” projesini bitirdim. İlk başta kızım Leila ( ball python ) için yuva olarak başladığım bu hevesten inanılmaz keyif aldım resmen hobi gibi oldu diyebilirim.  sipariş alabilirim  Tabi ki bir Wildarium projeleri kadar profesyonel değil ancak, amatör olarak bu kadar.
    Herşeyden önce inanılmaz zaman alıyor, ve öyle aman aman ucuzda değil. Tabi sıfır almaktan kesinlikle ucuz ve birçoğunuz bu kadar uğraşacağıma parayı verir hazır alırım diyebilir. Önce son halini görelim, resimden sonra herşeyi aşağıda anlatıyor olacağım.
    Neyse şimdi adım adım anlatacağım projeyi, yeni hobimi  öncelikle masraflardan başlayalım.
    *Akvaryum ; bu konuda şanslıyım çünkü arkadaşım 100cmX40cm lik akvaryumu hediye etti.
    Aldığım malzemeler ; ( tabiki siz daha ucuzunu bulabilirsiniz, ayrıca benim terraryum büyük olduğu için çok malzeme gitti. Ve birçok ürünü araştırmadım ilk gördüğümü aldım )
    1-    Termometreler ( aliexpress ) 11TL
    2-    Sahte Yosun Süs ( aliexpress )  9TL
    3-    Sahte Bitkiler Süs ( aliexpress ) 40TL
    4-    Sıcak Mat ( aliexpress ) 32TL
    5-    3 adet sarı Poliüretan köpük ( koçtaş ) 57TL
    6-    4 adet kahverengi silikon ( koçtaş ) 56TL
    7-    Taş havuz ( koçtaş-saksı altlığı ) 10TL
    8-    Yuva ( koçtaş – saksı ) 8TL
    9-    Hindistan Cevizi Torfu 65lt ( n11 ) 22TL
    10-    Taş Süs ( akvaryumcu ) 30TL
    11-    Mango Kökü ( akvaryumcu ) 40TL
    12-    Arkaplan için Maya temalı alçı kabartma ( özel yapım ) 45TL
    13-    Akrilik Boya Siyah-Beyaz ( kırtasiye ) 10TL
    14-    Neon ışık ( bit pazarı ) 35TL
    RESİMLERDEN SONRA ADIM ADIM ANLATIYORUM....







     
    *Bunları yapabilmek için gereken malzemeler. falçata,eski tornavida,kalem havya, fırça, bol bol latex eldiven
    *Bu arada Hindistan Cevizi torfunu hem arkaplan hemde taban malzemesi olarak kullanacağım. Hindistan Cevizi torfu sıkıştırılmış olarak satılıyor. Blok tuğla şeklinde alıyoruz. Ben n11.com dan aldım uygun fiyata. Yapımını anlatıyorum biraz zahmetli açıkçası. İlk öncelikle tornavida çekiçle çok kalın olmadan parçalara ayırdım. Büyük bir kova aldım, kovaya ne kadar torf koyacaksanız onun 8katı su koymanız gerekiyor. Ona göre büyükçe bir kova alın. İlk suya koyduğunuzda elinizle suda biraz torfları ufalayın. Daha sonra 1 gün bu suda bekletin. Daha sonra bu torfları elimizle sıka sıka süzüp kullanmadığımız bir çarşafın üzerine seriyoruz. Annelerimizin tarhana serdiği gibi  ;D80-90 çocukları iyi bilir.  ve birkaç gün bekletiyoruz. Çok rüzgarlı değilse balkonda, eğer rüzgar varsa bir odanızı ayırın. Ben kalorifer dibine koydum. Gün içinde de elimle karıştırarak kurumayan kısımların üste gelmesini sağladım. Neredeyse 1hafta sürüyor kuruma olayı. Ondan sonra torfumuz hem taban malzemesi olarak hem de arkaplan için hazır oluyor.
    Hadi o zaman başlıyorum.
    “Resimleri okumalarda sıkıntı olmaması adına en sona ekledim, numaraları ile bildirmeye çalıştım“
    İlk olarak akvaryumum baya kötü durumdaydı. Arkadaşım depodan verdiği için kireç lekeleri ve birçok leke ile uğraştım. Kimyasal kullanmamak adına temizlik süngerine ( o yeşil sert kısmına ) sirke ve cep sodası dökerek temizlikleri yaptım, bol su ile temizleyerek ne kireç ne de leke bıraktım.
    Yuva yapımına geçtim. Ben sonuçta yılan büyüyeceği için büyükçe bir saksı seçtim. Resimde de görüleceği üzere kalem havya ile eriterek giriş yapabileceği şekilde bir kapı yaptım. ( Resim:1 )     
    Daha sonra bu saksının üzerini süslemeleri daha sonra yapmak adına poliüretan köpük ile kapladım. ( Resim:2 )
    Yuvayı iki gün kurutmaya aldım. ( Resim:3 )
    Yuvanın kurutulması bittikten sonra falçata yardımı ile istediğimiz şekilleri verdim ( Resim:4 )
    Bu kısım benim extram biraz. Arkaplan için yaptırdığım Maya temalı alçı kabartma ile uğraştım. Derinlikler belli olsun diye, ince uçlu tornavida ile biraz oyma işlemi yaptım. Ardından su bazlı siyah beyaz boyamızla gri rengini oluşturarak boyamaya geçtim. Birkaç gri tonunda boyamayı gerçekleştirdim. ( Resim:5-6 )
    Şimdi geldik köpüklemeye  Arkadaşlar kesinlikle eldiven kullanın böyle iğrenç birşey yok. Bulaşan ellerden 3 gün gitmedi malzeme  >:( ilk işim Maya arkaplanı biraz yukarıda tutmak için altına poliüretan köpük spreylerinin kapaklarını koydum. daha sonra kafamıza göre istediğimiz şekillerde tüm arka planı dolduruyoruz. Artık sizin hayal gücünüze kalmış. Burada kurumadan mango köklerini istediğim şekillerde arkaplana sabitledim. ( Resim:7-8-9-10 )
    Kuruma için tekrar iki gün bekliyoruz. Ardından tekrar sizin hayal gücünüz  Falçata ve kalem havya yardımı ile istediğimiz görüntüyü yapabiliriz. Artıklarıda elektrik süpürgesi ile toplayabiliriz ( Resim:11-12 )
    Arkaplanımız için karışımımızı hazırlıyoruz. Sadece Hindistan cevizi torfunu da kullanabilirsiniz. Ben biraz karışım yaptım, çam kabukları, palmiye kabukları, orkide barkı ve yapay yosundan oluşan. ( Resim:13 )
    İşin pis kısımlarından biri kahverengi silikon sürme yine eldiven lütfen. Ben ilk etapta bir kapa kahverengi silikonu döküp oradan kalın bir fırça yardımı ile sürmek istedim. Ancak çok yoğun olduğu için fırça ile sürüş imkansız. Ben o yüzden silikonu arkaplana sıkıp eldivenli ellerimle dağıttım. Diğer elimle de çok kurumadan arkaplan karışımını üzerine serpiştiriyoruz. Yine aynı elimizle hafifçe bastırarak arkaplana yapışmasını sağlıyoruz. Ve tüm arkaplanı bunla kaplıyoruz. ( Resim:14-15 )
    Kokudan ötürü teraryumu 15 gün balkonda havalandırmaya bırakmamız gerekiyor. Silikon nedeniyle. Kuruma bittikten sonra sahte yeşilliklerle süslemeye geçiyoruz.
    Bu sırada yuvayı da aynı şekilde kaplayabiliriz. Ben yuvayada kahverengi silikon sürdükten sonra çam kabuğu, hindistan cevizi tordu ve sahte yosun ile kapladım. Ya da akrilik boya ile kaya şeklinde boyama yapabiliriz. ( Resim:16 )
    Daha sonra teraryumun yan kısımlarında ve arka kısımlarında poliüretan köpük gözüktüğü için oraları siyah cam boyası ile kapattım ki daha güzel bir görünüm olsun.
    Teraryumumuz tamamlandı. Şimdi taban malzememizi, sıcak matı, yaptığımız yuvayı, havuzu, termometreleri  yerleştirerek teraryumumuzu bitiriyoruz  :DGeriye biraz yorgunluk belki ama böyle bir güzelliği yapmanın mutluluğu kalıyor. Ha bir de mutlu mesut bir yılanımız oluyor.  ;D
    Resim1

    Resim2

    Resim3

    Resim4

    Resim5

    Resim6

    Resim7

    Resim8

    Resim9

    Resim10

    Resim11

    Resim12

    Resim13

    Resim14

    Resim15

    Resim16

     
  25. forester liked bir konuya yazdı : by blue80s in En ucuz DIY yağmurlama sistemi   
    teşekkürler hocam ben uygulamalı video bekliyorum müsait olursanız yağmur sistemine dair muhtemelen yapmayı deneyeceğim.