WILDARIUM'a HOŞ GELDİNİZ!

Türkiye'nin ilk ve tek en kapsamlı egzotik canlı ve botanik alan tasarım mimarı olan wildarium'a hoş geldiniz. Tüm özelliklerine erişmek için şimdi kaydolun. Kayıt olduktan sonra giriş yaptığınızda, kendi içeriğinizi göndererek veya mevcut içeriklere cevap göndererek bu platforma katkıda buluna bileceksin. Profilini özelleştirebilir, ödül puanlarınızı içerik yazarak toplayabilirsiniz, diğer üyelerle kendi özel gelen kutunuz üzerinden iletişim kurabilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz! Bu mesaj, oturum açtıktan sonra kaldırılacaktır.

zgn

Üye
  • İçerik sayısı

    25
  • Katılım Tarihi

  • Son ziyaret

  • Days Won

    10

İtibar Etkinliği

  1. Ahmet ACAR liked bir konuya yazdı : by zgn in Morio Kurdu Üretimi   
    Latince adı: Zoophobus morio
    İngilizce adı: Morio worms
    Türkçe adı: Morio kurdu

             
          

    Morio Kurdu (İngilizce: Morio worms, Latince: Zoophobus morio) Orta Amerika ve Güney Amerika bölgelerinde yaşayan yaşamı boyunca yumurta,larva,pupa,böcek olmak üzere toplam 4 yaşam evresi geçiren bir eklem bacaklı canlı yem türüdür.
    Morio kurdunun larva formları besin değerleri açısından zengin olduğu için birçok hayvana yem olarak verilir.Sürüngenler,örümcekler, balık ve kuş türleri morio kurdunu severek tüketirler.Besin değeri larva halindeyken daha çok olması ve yumuşak olması canlı yem olarak kullanılmasındaki en önemli sebeptir.Larva boyutları 7 cm kadar olabilen bu canlılar saldırgan ve oldukça oburdur.Havuç,elma,kabak,patates gibi sebze ve meyvelerle beslenen ayrıca yataklığını tüketen morio kurtları besin ve su ihtiyaçlarını karşılamış olurlar.Yaşam alanları genellikle tahıllardan oluşan yataklıklardır.İdeal yaşam alanı sıcaklığı 25-30 derece, ideal nem oranı %60 olmalıdır.Saldırgan oldukları için koloni içerisinde pupa evresine giren canlı koloniye yem olur.Çünkü pupa evresinde fiziksel aktiviteleri azalır ve tehlike anında kaçamazlar.Bu yüzden grub halindeyken pupaya korkularından dönüşmezler.Morio kurdu için en büyük tehdit yamyamlık,kuş saldırıları,mite ve küflenme sorunlarıdır.
    Morio kurdunun her gün aynı canlıya yem olarak verilmesi yağlanmayı artıracağı için doğru değildir.Beslediğiniz hayvana göre haftada 3-4 kez larva olarak verilmesi daha sağlıklı olacaktır.Ayrıca böcek evresindeyken verilen canlı yemler büyük oldukları için canlıların ağız ve boğazlarına zarar verecektir.
    Büyük sürüngenler,tarantulalar ve amfibiler tarafından en çok tercih edilen yemlerden biridir. Üretimi kolay olmasa da bakımı ve saklanması kolaydır. Yetişkin bir larva(kurt) 4-5cm arası büyüklüğe ulaşır. Hem yüksek protein hem de yüksek yağ ihtiva eder. Bu nedenle sürekli yem olması zararlıdır, yem olduğu canlıda yağlanma problemi ortaya çıkar. Kış uykusuna yatırılan canlıların yağ depolamasında ise bu dezavantaj avantaja dönüşür.

    ÜRETİM:
    Orta boy bir saklama kabında, un kurdu bakar gibi; kepek, mısır unu,talaş vs.. karıştırılarak yataklık oluşturulur. Yataklığa zaman zaman ekleme yapılmalıdır, un kurdundan farklı olarak yataklığı daha kısa zamanda tüketirler. Havuç,elma,patates sevdiği yiyecekler arasındadır. Mite vs. oluşumunu engellemek için verilen meyveler en fazla bir gün sonra çıkarılmalıdır. Yine mite oluşumuna önlem olarak bakıldıkları kabın ağzı açık bırakılabilir eğer yeteri kadar yüksekse. Tırmanamazlar. Su ihtiyaçları karşılanmalıdır, yoksa sıvı ihtiyacı için birbirlerini yemeye başlarlar.
    Üretimi bir hayli meşakatlidir. Çok saldırgan oldukları için, grup halindeyken korkudan pupa hale geçemezler, pupaya dönüşür dönüşmez yenileceklerini bilirler. Bunun için üretim hedefleniyorsa aşağıdaki fotoğaftaki gibi kurtları tek tek ayırmak gerekir. Ancak o zaman pupaya ardından böcek hale dönüşürler. Böcekler farklı bir saklama kabında yumurta viyolleriyle beraber üretime alınır ve uzunca bir süre yavrular için beklenir. Hem pupa hem de böcek halleri için 26-32 derece arası sıcaklıkta üretim artar.
                                                                         
     
    Avantajları:
    -Büyük sürüngenleri doyurmada büyük kolaylıktır.
    -Amfibilerin ihtiaçlarını karşılamakta üstündür.(Pacman, bull frog .. gibi)
    -Bakımları kolaydır.
    -Canlılar severek tüketir.

    Dezavantajları:
    -Saldırganlardı; zor ölürler, canlıya yem olma anında veya canlının türüne göre yutulma esnasında canlıya zarar verebilirler. Bunun için ölü yem kabul eden canlılarda morionun kafasını ezmek bir yöntem olabilir.
    -Çok fazla yağ içerirler. Bukalemun gibi canlılarda fazla yağlanma yapar ve zararlıdır.
    -Ana besin oluşturamazlar.



  2. zgn liked bir konuya yazdı : by Wildarium in Riparyum Tanımı Ve Örnekleri   
    Öyle gzküyor ama bu hobiye gönül verenler doğay aşık ve doğayı kendine ev edinmiş canlılara aşık kişiler zaten yani bizler.
     
  3. Wildarium liked bir konuya yazdı : by zgn in Riparyum Tanımı Ve Örnekleri   
    muazzam bir yaşam alanı, ben sanırım kendime yer bulamayacağım evimde en sonunda...
  4. zgn liked bir konuya yazdı : by Wildarium in Riparyum Tanımı Ve Örnekleri   
    Düzenlendi.
     
  5. zgn liked bir konuya yazdı : by Wildarium in Tropikal Orman Zemin Şelale Çalışması   
    Geçmişte forum versiyonu yükseltirken data kaybı oldu @zgn o yüzden. Şimdilik video kalması kafi yeni konularla güncelleriz.
  6. Wildarium liked bir konuya yazdı : by zgn in Riparyum Tanımı Ve Örnekleri   
    Fotoğraflar sorunlu sanırım.. 
  7. Wildarium liked bir konuya yazdı : by zgn in Tropikal Orman Zemin Şelale Çalışması   
    Selam, fotoğraflar görülmüyor ...
  8. Wildarium liked bir konuya yazdı : by zgn in Dış Filtre Seçimi   
    Selamlar, 
    Dış filtre seçimi öncelikle akvaryum canlılarının bekaları ve akıbetlerinin iyiliği için çok çok önemlidir, bu etkenin ardından su kristalliği, görünüm, sessizlik, temizlik, hijyen,  koku oluşumunun engellenmesi ve yeterli/ uygun bakterinin oluşumu gibi konular açısından gerçekten olmazsa olmaz bir elemandır.
    Sump filtreler ise akvaryum tanklarının izin verdiği ölçüde sisteme entegre edilebilir, ya da bir dış filtre mantığı ile su çekip tanka geri pompalayabilir; ancak sump filtreler ısıtıcı ayarları ve lokasyonu, suya katılan kimyasal ve biyolojik dengeleyiciler, CO2 sistemleri entegrasyonu gibi konularda çok daha profesyonel ve kullanışlıdır ayrıca dekoratiflik açısından artı puanları çok daha fazladır.
    Daha önce sahip olduğum 10 bireylik bir natterrari serrasalmus (kırmızı karınlı piranha) sürüm için üç adet dış filtre kullanıyor idim, tank boyutları yaklaşık 100cm x 50cm x60cm(h) idi, tank içinde bazı anubias - amazon gibi bitkiler mevcut idi, üç adet dış filtre kullanmamın sebebi kırmızı karınlı piranhaların suyu gerçekten mahvedecek derece pisletme huyları, canlı yem (gerçek canlı yem misal Oscar, alabalık vb) ile beslenmeleri ve parçalayarak yeme alışkanlıkları, beslenme şekillerinden ötürü dışkılamanın oldukça yağlı ve nitrat seviyesini aşırı yükselten, berraklığı yok eden bir canlı türü olması ve sayıca kalabalık olmalarıdır. 
    Bu tankımda kullandığım filtreler reklam olarak algılanmamasını temenni ederek eheim, tetra ve atman idi. eheim 800lt, tetra 600lt, atman 1000lt gibi model isimlerini hatırlamasam da uygun tank hacimlerini hatırladığım şekilde belirttim, ancak hobiye ara verdiğim süreçte bu malzemeler tabiri caizse birer altın sandığına dönüşmüş yukarıda saydıklarım ortalama 600-1000 tl arası rakamlara çıkmışlar... 
    Şu an düşündüğüm şey ise güzel bir dalgıç kafa motoru ile uygun hacimde bir sump yaparak; hem tanktaki akıntı ve dalgalanmayı ise bir kaç iç filtre ile hem de sump sistemini yormayarak sistemi kurmaktır... 
    Bu sistemi kurmam yaz sonunu bulur tahmin ediyorum, keza yer sıkıntısı çekmekteyim bir hayli.. 
    Evet uzun lafın kısası ben kendimce dış filtreleri sıralıyorum ve muhabbeti başlatıyorum;
     
    1- Tetra (professional series)
    2- fluvel
    3- sera 
    4- Tetra (classic series)
    5- JBL
    6- Atman 
    unuttuklarımı eklemeniz dileğiyle...
  9. Wildarium liked bir konuya yazdı : by zgn in İnce Parmaklı Keler   
    İnce Parmaklı Keler
    (mediodactylus kotschyi)
    Aşağıda fotoğrafları ve tanıtımı mevcut olan tür ile başladığım bu serüvenimde doğadan aldığım yaralı ve benzeri hayvanları iyileştirerek çoğaltma çabamı paylaşacağım, Ankara'da edindiğim bu ilginç hobi zamanla tutkuya dönüştü, bulduğum üç kuyruksuz ve parmakları eksik hipdermi yaşamakta olan ince parmaklı kelerleri habitatlarını araştırarak oluşturduğum teraryumda beslemeye başladım. İlk işim hızlı çözüm için bir un kurdu kolonisi başlatmak daha sonra ise dubia ile destekleyerek üreyen yeni böcekleri (boyutların küçük olması sebebi ile) yem yaratmak oldu. Daha sonra habitatta ufak tefek ayrıntılar ile bir çok sorunu çözdüm. Ardından zamanla kuyruklar tamamlanmaya başladı, parmaklar malesef ben bu hayvancağızları salana kadar tamamlanmamıştı yani bilinenin aksine bir durum görülmemiştir. Oluşturduğum çöl ortamı kayalıklar canlı kaktüsler ve diğer şartlar içerisinde bir gün gözlemlerken bu hayvanların kur dansı (kafaları ile yaptıkları ve kuyrukları ile şekillendirdikleri bir tür titreme hareketleri silsilesi) yaptıklarını farkettim; ve hemen ortamdan uzaklaştım konsantrasyonlarını bozmamak adına ve akabinde olayın arkasını kovalayamadım çünkü bir kez daha böyle bir hareket yakalayamadım. Gel zaman git zaman yaklaşık 1 ay kadar sanıyorum sonra küçük kelerler farketmeye başladım teraryumda ama pek tabi erginler denk geldikçe kapacak korkusuyla oluşturduğum ikincil bir küçük çöl ortamına naklettikten sonra bu miniklerin büyüyüşlerini izlemeye koyuldum. Bölgeci hareketleri gözümden kaçacak gibi değildi..  Yaklaşık bir sene kadar büyüttükten sonra yavruları ve erginleri doğaya ( pek de doğa denmez ya siteye) salıverdim. Böylece doğaya dört tane fazladan ince parmaklı keler katmanın mutluluğuyla bu bir tutku haline geldi bende, daha sonra ise tarak parmaklı kertenkele ile oldukça uzun süre uğraştım bu kertenkeleler oldukça utangaç ve seri olduklarından ve kendilerini tehlikede hissettikleri anda toprağa gömülmelerinden dolayı bir seneyi aşkın bir süreçte gece görüş kamerası ile zifiri karanlıkta odalarına girerek free-feeding yaparak besledim ve sonunda tarak parmaklı kertenkelelerimin de üremesine şahit oldum. Bu süreçte belki 20 adet yavru büyüttüm lakin anne ve babayı kaybettim, gözlemlediğim kadarıyla bilindik herhangi bir hastalıkları vb bir durumları yoktu umuyorum yaş istidapını doldurdukları için kaybetmişimdir. Bu 20 civarı yavruyu belli bir kıvama geldikten sonra bulduğum yere Ahlatlıbel Ankara mevkiine salıverdim. Bu tür ince parmaklı keler gibi türünün yok olmasına en az derecede endişelenilen düzeyde değildir, ortalardadır çünkü lokasyonlarda belirli gruplar halinde yaşarlar her yere dağılmış değillerdir. Bu sebeple mutluluğumun tarifi yoktur.
    Dikenli kelerlerle yaşadığım deneyimde ise bir seneyi aşkın zamandır uğraştığım ve hiç bir sonuç alamadığım için kendilerini salıvermiş bulunuyorum.. Şimdi ise iri yeşil kertenkele (balkan kertenkelesi) ile bu çalışmalarımı sürdürmekteyim.
    Bunu bir sosyal sorumluluk projesi olarak görmek sizlerin seçimine kalmıştır elbet. 
    UYARI :
    İnce Parmaklı Keler
    (mediodactylus kotschyi)
    Boy: 10-13 cm
    Ömür: 4-6 yıl
    Habitat: Az bitkili,kumluk, taşlık-kayalık alanlar ,oyuklar, nadir olarak evlerde bulunur.
    Beslenme: küçük böcek ve örümcekler
    Üreme: 2-6 yumurta
    Dağılış: Ege,Marmara,Akdeniz ve İç Anadolu Bölgeleri
    Mediodactylus kotschyi  (İnce parmaklı keler)
    Genel Özellikleri: Gözbebeği dikeydir ve sırtta bulunan boyuna tüberkül sıraları kuyruğa kadar devam eder. Vücut boyu 8-10 cm kadar olabilir. İnce yapılı parmakları vardır. Kuyruk altı pulları karinalı değildir. Zikzak  ve enine koyu şeritler bulunan sırt zemini gri tonlardadır. Alt kısım ise kirli beyazdır.
    Kayalık ve bitkinin fazla olmadığı taşlık alanlarda yaşarlar. Evlerin duvar ve tavanlarında da görülebilirler. Kuyrukları dayanıksızdır, çabuk kopar. Böcek ve örümcek türleriyle beslenirler. Işıkta belirgin bir renk değişimi gözlenir. Bir dişi 1-2 yumurtayı taş aralarına tek başına yada grup halinde bırakır.IUCN kriterlerine göre LC (Least Concern) statüsündedir.
     
    Türkiye’deki dağılışı; Türkiye'de uygun biyotopun bulunduğu heryerde yayılmıştır. Deniz seviyesinden 2500 m. yüksekliğe çıkabilir.

    İnce Parmaklı Keler

    Tarak Parmaklı Kertenkele
     
    İri yeşil kertenkele ergin birey

    iri yeşil kertenkele juvenil birey 

    iri yeşil kertenkele juvenil birey 

    iri yeşil kertenkele juvenil birey 

    İri yeşil kertenkele ergin birey

    İri yeşil kertenkele ergin birey

                      iri yeşil kertenkele juvenil birey                 İri yeşil kertenkele ergin birey
                                    
  10. zgn liked bir konuya yazdı : by Wildarium in Riparyum Tanımı Ve Örnekleri   
    Merhaba;
    Su altı alanından oluşup karasal alanı aslında yoktur ancak bitkiler ve bitkisel malzemeler (dallar, kuru yapraklar vb.) sudan dışarı çıkıp karasal alan gibi bir görüntü oluşturabilirler. Riparyumlarda mutlaka su altında köklenip bir kısmı suyun dışına çıkan bitkiler bulunmalıdır.
    Örnek çalışmalar;
      

  11. zgn liked bir konuya yazdı : by Wildarium in Dış Filtre Seçimi   
    Gayet güzel rehber olmuş platformu ziyaret edenlere emeğinize sağlık.
  12. zgn liked bir konuya yazdı : by Wildarium in İnce Parmaklı Keler   
    @zgn harika bir konu daha !  Ben konuyu biraz daha okunur hale getirdim.
  13. Wildarium liked bir konuya yazdı : by zgn in Dış Filtre Seçimi   
    Selamlar, 
    Dış filtre seçimi öncelikle akvaryum canlılarının bekaları ve akıbetlerinin iyiliği için çok çok önemlidir, bu etkenin ardından su kristalliği, görünüm, sessizlik, temizlik, hijyen,  koku oluşumunun engellenmesi ve yeterli/ uygun bakterinin oluşumu gibi konular açısından gerçekten olmazsa olmaz bir elemandır.
    Sump filtreler ise akvaryum tanklarının izin verdiği ölçüde sisteme entegre edilebilir, ya da bir dış filtre mantığı ile su çekip tanka geri pompalayabilir; ancak sump filtreler ısıtıcı ayarları ve lokasyonu, suya katılan kimyasal ve biyolojik dengeleyiciler, CO2 sistemleri entegrasyonu gibi konularda çok daha profesyonel ve kullanışlıdır ayrıca dekoratiflik açısından artı puanları çok daha fazladır.
    Daha önce sahip olduğum 10 bireylik bir natterrari serrasalmus (kırmızı karınlı piranha) sürüm için üç adet dış filtre kullanıyor idim, tank boyutları yaklaşık 100cm x 50cm x60cm(h) idi, tank içinde bazı anubias - amazon gibi bitkiler mevcut idi, üç adet dış filtre kullanmamın sebebi kırmızı karınlı piranhaların suyu gerçekten mahvedecek derece pisletme huyları, canlı yem (gerçek canlı yem misal Oscar, alabalık vb) ile beslenmeleri ve parçalayarak yeme alışkanlıkları, beslenme şekillerinden ötürü dışkılamanın oldukça yağlı ve nitrat seviyesini aşırı yükselten, berraklığı yok eden bir canlı türü olması ve sayıca kalabalık olmalarıdır. 
    Bu tankımda kullandığım filtreler reklam olarak algılanmamasını temenni ederek eheim, tetra ve atman idi. eheim 800lt, tetra 600lt, atman 1000lt gibi model isimlerini hatırlamasam da uygun tank hacimlerini hatırladığım şekilde belirttim, ancak hobiye ara verdiğim süreçte bu malzemeler tabiri caizse birer altın sandığına dönüşmüş yukarıda saydıklarım ortalama 600-1000 tl arası rakamlara çıkmışlar... 
    Şu an düşündüğüm şey ise güzel bir dalgıç kafa motoru ile uygun hacimde bir sump yaparak; hem tanktaki akıntı ve dalgalanmayı ise bir kaç iç filtre ile hem de sump sistemini yormayarak sistemi kurmaktır... 
    Bu sistemi kurmam yaz sonunu bulur tahmin ediyorum, keza yer sıkıntısı çekmekteyim bir hayli.. 
    Evet uzun lafın kısası ben kendimce dış filtreleri sıralıyorum ve muhabbeti başlatıyorum;
     
    1- Tetra (professional series)
    2- fluvel
    3- sera 
    4- Tetra (classic series)
    5- JBL
    6- Atman 
    unuttuklarımı eklemeniz dileğiyle...
  14. Wildarium liked bir konuya yazdı : by zgn in İnce Parmaklı Keler   
    İnce Parmaklı Keler
    (mediodactylus kotschyi)
    Aşağıda fotoğrafları ve tanıtımı mevcut olan tür ile başladığım bu serüvenimde doğadan aldığım yaralı ve benzeri hayvanları iyileştirerek çoğaltma çabamı paylaşacağım, Ankara'da edindiğim bu ilginç hobi zamanla tutkuya dönüştü, bulduğum üç kuyruksuz ve parmakları eksik hipdermi yaşamakta olan ince parmaklı kelerleri habitatlarını araştırarak oluşturduğum teraryumda beslemeye başladım. İlk işim hızlı çözüm için bir un kurdu kolonisi başlatmak daha sonra ise dubia ile destekleyerek üreyen yeni böcekleri (boyutların küçük olması sebebi ile) yem yaratmak oldu. Daha sonra habitatta ufak tefek ayrıntılar ile bir çok sorunu çözdüm. Ardından zamanla kuyruklar tamamlanmaya başladı, parmaklar malesef ben bu hayvancağızları salana kadar tamamlanmamıştı yani bilinenin aksine bir durum görülmemiştir. Oluşturduğum çöl ortamı kayalıklar canlı kaktüsler ve diğer şartlar içerisinde bir gün gözlemlerken bu hayvanların kur dansı (kafaları ile yaptıkları ve kuyrukları ile şekillendirdikleri bir tür titreme hareketleri silsilesi) yaptıklarını farkettim; ve hemen ortamdan uzaklaştım konsantrasyonlarını bozmamak adına ve akabinde olayın arkasını kovalayamadım çünkü bir kez daha böyle bir hareket yakalayamadım. Gel zaman git zaman yaklaşık 1 ay kadar sanıyorum sonra küçük kelerler farketmeye başladım teraryumda ama pek tabi erginler denk geldikçe kapacak korkusuyla oluşturduğum ikincil bir küçük çöl ortamına naklettikten sonra bu miniklerin büyüyüşlerini izlemeye koyuldum. Bölgeci hareketleri gözümden kaçacak gibi değildi..  Yaklaşık bir sene kadar büyüttükten sonra yavruları ve erginleri doğaya ( pek de doğa denmez ya siteye) salıverdim. Böylece doğaya dört tane fazladan ince parmaklı keler katmanın mutluluğuyla bu bir tutku haline geldi bende, daha sonra ise tarak parmaklı kertenkele ile oldukça uzun süre uğraştım bu kertenkeleler oldukça utangaç ve seri olduklarından ve kendilerini tehlikede hissettikleri anda toprağa gömülmelerinden dolayı bir seneyi aşkın bir süreçte gece görüş kamerası ile zifiri karanlıkta odalarına girerek free-feeding yaparak besledim ve sonunda tarak parmaklı kertenkelelerimin de üremesine şahit oldum. Bu süreçte belki 20 adet yavru büyüttüm lakin anne ve babayı kaybettim, gözlemlediğim kadarıyla bilindik herhangi bir hastalıkları vb bir durumları yoktu umuyorum yaş istidapını doldurdukları için kaybetmişimdir. Bu 20 civarı yavruyu belli bir kıvama geldikten sonra bulduğum yere Ahlatlıbel Ankara mevkiine salıverdim. Bu tür ince parmaklı keler gibi türünün yok olmasına en az derecede endişelenilen düzeyde değildir, ortalardadır çünkü lokasyonlarda belirli gruplar halinde yaşarlar her yere dağılmış değillerdir. Bu sebeple mutluluğumun tarifi yoktur.
    Dikenli kelerlerle yaşadığım deneyimde ise bir seneyi aşkın zamandır uğraştığım ve hiç bir sonuç alamadığım için kendilerini salıvermiş bulunuyorum.. Şimdi ise iri yeşil kertenkele (balkan kertenkelesi) ile bu çalışmalarımı sürdürmekteyim.
    Bunu bir sosyal sorumluluk projesi olarak görmek sizlerin seçimine kalmıştır elbet. 
    UYARI :
    İnce Parmaklı Keler
    (mediodactylus kotschyi)
    Boy: 10-13 cm
    Ömür: 4-6 yıl
    Habitat: Az bitkili,kumluk, taşlık-kayalık alanlar ,oyuklar, nadir olarak evlerde bulunur.
    Beslenme: küçük böcek ve örümcekler
    Üreme: 2-6 yumurta
    Dağılış: Ege,Marmara,Akdeniz ve İç Anadolu Bölgeleri
    Mediodactylus kotschyi  (İnce parmaklı keler)
    Genel Özellikleri: Gözbebeği dikeydir ve sırtta bulunan boyuna tüberkül sıraları kuyruğa kadar devam eder. Vücut boyu 8-10 cm kadar olabilir. İnce yapılı parmakları vardır. Kuyruk altı pulları karinalı değildir. Zikzak  ve enine koyu şeritler bulunan sırt zemini gri tonlardadır. Alt kısım ise kirli beyazdır.
    Kayalık ve bitkinin fazla olmadığı taşlık alanlarda yaşarlar. Evlerin duvar ve tavanlarında da görülebilirler. Kuyrukları dayanıksızdır, çabuk kopar. Böcek ve örümcek türleriyle beslenirler. Işıkta belirgin bir renk değişimi gözlenir. Bir dişi 1-2 yumurtayı taş aralarına tek başına yada grup halinde bırakır.IUCN kriterlerine göre LC (Least Concern) statüsündedir.
     
    Türkiye’deki dağılışı; Türkiye'de uygun biyotopun bulunduğu heryerde yayılmıştır. Deniz seviyesinden 2500 m. yüksekliğe çıkabilir.

    İnce Parmaklı Keler

    Tarak Parmaklı Kertenkele
     
    İri yeşil kertenkele ergin birey

    iri yeşil kertenkele juvenil birey 

    iri yeşil kertenkele juvenil birey 

    iri yeşil kertenkele juvenil birey 

    İri yeşil kertenkele ergin birey

    İri yeşil kertenkele ergin birey

                      iri yeşil kertenkele juvenil birey                 İri yeşil kertenkele ergin birey
                                    
  15. zgn liked bir konuya yazdı : by Wildarium in Klasik hobici evi :)   
    @zgn sizden kesinlikle böyle bir ev bekliyoruz
  16. Wildarium liked bir konuya yazdı : by zgn in Klasik hobici evi :)   
    benim müstakbel evim bir evim olursa artık lütfen!
  17. zgn liked bir konuya yazdı : by forester in Paludaryum Bitkileri Vol.1   
    Herkese Tekrar Merhaba…  
    Paludaryum, Terraryum, Vivarium gibi kurulumlarda doğal ve gerçekçi olması için canlı bitkiler kullanılıyor. Bu konuda ülkemizde düzgün bir kaynak ne yazık ki yok ,aradığınızda karşınıza birkaç latince bitki ismi çıkıyor. Ama bunlarında ülkemizde bulunup bulunamadığına bakılmamış ve yetiştirme ile ilgili bir bilgi içermiyorlar. Özellikle fanuslara kurulan terraryumlar da sıkça kaktüs türleri ile suyu çok seven bitkilerin yan yana kullanılıp, kurulum anından çekilmiş gösterişli fotoğrafları görebilirsiniz. Eminim bu durum 1 aydan daha ileri gidemez, yüksek nem ve sulama kaktüsü, tam tersi de su seven bitkiyi öldürecektir. Zaman zaman Paludaryum, Terraryum, Vivariumlarda kullanılabilecek ve ülkemizde ulaşılabilecek bitkileri tanıtmak istiyorum. (yurtdışı forumlarında çok değişik ve güzel bitkilerle kurulmuş örnekler görebilirsiniz ancak bu bitkilere Türkiye’de rastlamak imkansıza yakın) Bu yazı buna giriş için genel kavramları ve teknik terimlerin açıklamalarını içeriyor. Bütün Dünya’da iç mekanda yetiştirilen, bizim salon bitkileri olarak adlandırdığımız bitkilerin kökeni tropik kuşak ülkeleridir. Bunun sebebi Tropikal iklimin yıllık ortalama sıcaklık 20°C dolayında, bol yağışlı, mevsimler arası ve gece gündüz sıcaklık farkları çok dar (4-5 c derece) olmasıdır.
    Bu ortam tropik kuşak dışında, evin içinde sağlanabildiğinden bu bitkiler sağlıklı olarak gelişebilirler. Evinizin salonunu düşünün 20c altında kombiler yanar. Gece gündüz ısı farkı korumalı ortam sebebiyle çok olmaz, ve ilgili bizler tarafından sürekli sulanırlar. Kısaca tropik ortamı biz onlara sunduğumuz sürece onlarda sağlıklı bir şekilde büyür ve gelişirler. Ülkemizde doğada yetişen bitkileri zaman zaman içeride yetiştirmeye çalıştıysanız bir süre sonra solmalar kurumalar yaşamışsınızdır. Bunun başlıca sebebi iklimdir. İklime uyum sağlamış bitkiler yazın büyür çiçeklenir gelişir, kışın ise dormancy denen uyku durumuna geçerler. Iç ortama alınmış bitki dormancye giremeyeceği için bir süre sonra bitkin düşüp ölmeye mahkumdur. Paludaryum, Terraryum, Vivariumlar genellikle yüksek nem içeren, içinde sulu bir kısım bulunan kapalı ortamlardır. Bu sebeple her tropik bitki de yetiştirmeye uygun değildir.
    Higrofit, higrofil özelliği olan yani suyu ve nemi seven bitkiler en uyumlu türlerdir. Hatta bir çok su altı bitkisi /akvaryum bitkisi kullanılabilir. Akvaryumlarda kullandığımız çoğu bitkinin doğal ortamları incelendiğinde yağmurun bol olduğu dönemlerde suyun altında, yağmurun az yağdığı kurak dönemlerde ise suyun üstünde yaşamlarını sürdürdükleri görülmektedir. Suyun altında yetiştiği dönemlere submers, suyun üzerinde yetiştiği dönemlere ise emers dönem denir. Son olarak bitkilerin yetiştiği ortamlarda Paludaryum, Terraryum, Vivariumlarda kullanımımızı etkiler. Genel olarak bitkiler kökleri ile toprağa tutunup oradan su ve besin elementlerini alırlar. Ancak her bitki toprağa ihtiyaç duymaz, yosun üstünde, kum veya taşa tutunarak çürümüş humus üstünde yetişen türler vardır. Epifit bitkiler ise toprağa hiç ihtiyaç durmazlar, Başka bir bitkiye tutunmuş, fakat asalak olmayan bitkilerdir.
    Bu girişten sonra ülkemizde kolayca bulunabilen aslında bir Akvaryum su üstü bitkisi olan Hydrocotyle türleri ile başlayabiliriz.

    Bir güney Amerika türü olan Hydrocotyle leucocephala aslında su üstü bitkisidir. Zaman zaman akvaryumlarda tabana sabitlenerek kullanılmak istense de yeni sürgünler hep yukarı doğru çıkacaklardır. Yaprakları su üstünde kalır ve tüm yüzeyi kaplayabilir. Bu sebeple karasal ortamda yeterli nem sağlanırsa çok güzel bir sarmaşık halini alacaktır. Toprağa ihtiyacı yoktur, ancak toprak varsa kök salacaktır. Işığa doğru hızla gelişir. Emers ortamda biraz arsız bir türdür. Sık budama gerekir, gövdesinden çıkan köklerle her yere yapışabilir. Küçük beyaz çiçeklerini sık sık açar , Kendi Paludaryumumda arka planı kaplamak için kullandığım ve kullanmaktan zevk aldığım bir tür.


    Nem konusunda çok dayanıklır. kendi paludaryumumdan firar etmeye çalışan bir parçası
    Hydrocotyle tripartita (sp. "Japan") Hydrocotyle leucocephala göre daha küçük yapraklı ve sık büyüyen bir türü,

  18. zgn liked bir konuya yazdı : by Wildarium in Paludaryum Bitkileri Vol.2 Bromeliadlar   
    Sayın @forester çok güzel paylaşım'da bulunmuşsunuz teşekkürler. Tüm terraryum kurulumcularının hobi sahiplerinin özellikle amfibi türlerine sahip kişilerin en aradığı türler arasında brromeliad'lar.  Ülkemiz'de bir elin beş parmağını geçmeyecek kişide var biz dahi hollanda dan özel siparişle ara ara getirtiyoruz bu her yüzeyde yaşayabilen dal, üst zemin gibi alanlar'dan kastımız kök bitkilerin üretimini yapabilir çoğaltırsanız kapınızı çalan çok kişi olacaktır hatta durumu profesyonelce yaparsanız biz bile kapınızı çalacak gruplardan birisi olabiliriz.
    Bu söyleminizi dikkate alıyoruz ve hobi'de size başarılar diliyoruz. Bu ve benzeri paylaşımları mutlaka beklemekteyiz.
    Keyifli forumlar.
  19. zgn liked bir konuya yazdı : by forester in Paludaryum Bitkileri Vol.2 Bromeliadlar   
    Bromeliaceae familyası Türkçeleştirdiğimizde Ananasgiller olarak karşımıza çıkıyorlar…
     
    Marketlerde satılan ananasların yaprak kısımlarına dikkat ederseniz aynı bromeiladlar gibidir. Hatta bunları alıp yapraklarını kesip köklendirebilirsiniz. Bedavadan bir bromeliadınız olur.
     
    Aslen Güney Amerika ve Tropiklerde yayılmış bir çok türü vardır.
     
    Paludaryumların en gösterişli bitkileri diyebiliriz. Yüksek nem isteği, dayanıklı uzun ömürlü yaprakları, renk ve çiçekleriyle paludaryumların yıldızlarıdırlar.
     
     
    Özellikle dart frog kurbağa yetiştirenler bu bitkinin ortasındaki su birikintisinde üremesi sebebiyle çok rağbet etmekteler.
     
     
     
    İki ana grubu var diyebiliriz
     
    Birincisi TERRESTRIAL yaşamak için toprağa ihtiyaç duyan türleri, aşağıda listelediklerim ve bunlara benzer türleri ülkemizde sıklıkla bulunabilmekte. Neme oldukça dayanıklı ve seven, küçük saksılarda az miktarda toprakla yaşayabilmesi, gölgeye dayanıklı olmaları sebebiyle  Paludaryumlara kolayca uyum sağlarlar. Ortalarında bulunan koninin içinde su olmasından hoşlanırlar. Üretimi çiçeklenme sonrası yandan sürgünler verir, bunları belli bir boya geldikten sonra ayırıp bitkinizi çoğaltabilirsiniz.
    Guzmania minör, Guzmania lingulata, Vriesea türleri, Aechmea fasciata ve Tillandsia cynea Ülkemizde  sıklıkla bulunan türleri, ancak özellikle Vriesea türleri olmak üzere ticari satışı yapılan terrestrial bromeliadlar boyut olarak çok büyükler, küçük boyutlu paludaryumlar da güzel durmuyorlar. Zaman zaman guzmania’nın küçük varyeteleri gelmekte ben onları kullanıyorum. Ya da yandan yavru vermiş bir tane alıp, yavruyu ayırıp paludaryuma ekliyebilirsiniz.
     
     
     
    EPIPHYTIC topraksızda yaşayabilen türler ise ne yazık ki nadiren bulunabiliyor. Özellikle Neoregelia türü yabancı kurulumlarda sıklıkla karşımıza çıkıyor. Toprağa ihtiyaç duymadığından özellikle dallara bir miktar spagnum yosunuyla tutturularak kullanılıyor. Boyut ve renk olarak çok çeşitliler. Minyatür türleri sıklıkla kullanılıyor.
     

     
    Bunlara ulaşmak zor ama ülkemizde hava bitkisi olarak geçen, epifit Tillandsia türlerine sıklıkla rastlanıyor. Bunlarda toprağa ihtiyaç duymuyorlar. Bir kökleri yok. Ancak kişisel tecrübelerime göre yüksek nemi sevmiyorlar. Sulama sonrası yüksek havalandırma gereksinimleri var. Kapalı ortamlarda bakımları biraz özen istiyor. kendi paludaryumuma eklediğim iki tanesini tatil dolayısıyla çürüttüm.
     

     
    Küçük boyutlu Neoregelia türlerine ulaşmak önümüzdeki süreçte hedeflerimden….

  20. zgn liked bir konuya yazdı : by blue80s in Klasik hobici evi :)   
    Biraz önce internette dolaşırken gördüm sanırım her hobici böyle bir evi olsun ister

    Kaynak : http://www.huffingtonpost.com/2014/04/13/americas-exotic-pet-obsession_n_5134315.html
  21. Wildarium liked bir konuya yazdı : by zgn in Cüce Puffer - Acı Su Balon Balığı (Green Spotted Puffer) // Tetraodon nigroviridis   
    Selamlar blues80s pufferların çok çok fazla türü var ve kimisi görünüş itibarıyla neredeyse bir birinin aynısı, bu benim yukarıda paylaştıklarım ve akvaryumumda mevcut olan takım acı su olarak geçiyor ancak tuzlu suda da varlıklarını sürdürebiliyor lakin benim de puffer konusunda ilk tecrübem bu sebeple öznel bir açıklama yapma şansım yok malesef ama şunu diyebilirim ki kan kurdu, morio kurdu ve unkurdu (unkurdu böceği ve larvası olarak her ikisini  ) ile besleniyorlar ve keyifleri son derece yerinde akvaryum olarak şimdilik küçük bir tanktalar ve dekor kır malesef çünkü ortaboyda tropikaller ve omurgasızlar var şimdilik diğer tüm tanklar sürüngen ve böcekler ile dolu en kısa sürede görsel paylaşacağım..
  22. Wildarium liked bir konuya yazdı : by zgn in Cüce Puffer - Acı Su Balon Balığı (Green Spotted Puffer) // Tetraodon nigroviridis   
    Teşekkür ederim, evet işlerim şükürler olsun ki yoğunlaşmaya başladı ve ancak bakım ve yemleme gibi konulara odaklanabilecek zamanım kalıyor bu aralar, hatta dubia kolonim bile suyunu çekiyor iki üç ergin birey kaldı kolonide bir dolu yavru var sadece, bu durum da bir miktar olsun gösteriyor halimi kanımca
  23. Wildarium liked bir konuya yazdı : by zgn in Cüce Puffer - Acı Su Balon Balığı (Green Spotted Puffer) // Tetraodon nigroviridis   
    Teşekkür ederim, evet işlerim şükürler olsun ki yoğunlaşmaya başladı ve ancak bakım ve yemleme gibi konulara odaklanabilecek zamanım kalıyor bu aralar, hatta dubia kolonim bile suyunu çekiyor iki üç ergin birey kaldı kolonide bir dolu yavru var sadece, bu durum da bir miktar olsun gösteriyor halimi kanımca
  24. Wildarium liked bir konuya yazdı : by zgn in Cüce Puffer - Acı Su Balon Balığı (Green Spotted Puffer) // Tetraodon nigroviridis   
    Selamlar blues80s pufferların çok çok fazla türü var ve kimisi görünüş itibarıyla neredeyse bir birinin aynısı, bu benim yukarıda paylaştıklarım ve akvaryumumda mevcut olan takım acı su olarak geçiyor ancak tuzlu suda da varlıklarını sürdürebiliyor lakin benim de puffer konusunda ilk tecrübem bu sebeple öznel bir açıklama yapma şansım yok malesef ama şunu diyebilirim ki kan kurdu, morio kurdu ve unkurdu (unkurdu böceği ve larvası olarak her ikisini  ) ile besleniyorlar ve keyifleri son derece yerinde akvaryum olarak şimdilik küçük bir tanktalar ve dekor kır malesef çünkü ortaboyda tropikaller ve omurgasızlar var şimdilik diğer tüm tanklar sürüngen ve böcekler ile dolu en kısa sürede görsel paylaşacağım..
  25. zgn liked bir konuya yazdı : by Wildarium in Cüce Puffer - Acı Su Balon Balığı (Green Spotted Puffer) // Tetraodon nigroviridis   
    Güzel paylaşım olmuş evet hakikaten hasret oldu uzun zamandır göremedim sizi ve konularınızı  
    Devamını en kısa zamanda bekliyoruz.
    Keyifli forumlar.