WILDARIUM'a HOŞ GELDİNİZ!

Türkiye'nin ilk ve tek en kapsamlı egzotik canlı ve botanik alan tasarım mimarı olan wildarium'a hoş geldiniz. Tüm özelliklerine erişmek için şimdi kaydolun. Kayıt olduktan sonra giriş yaptığınızda, kendi içeriğinizi göndererek veya mevcut içeriklere cevap göndererek bu platforma katkıda buluna bileceksin. Profilini özelleştirebilir, ödül puanlarınızı içerik yazarak toplayabilirsiniz, diğer üyelerle kendi özel gelen kutunuz üzerinden iletişim kurabilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz! Bu mesaj, oturum açtıktan sonra kaldırılacaktır.

forester

Üye
  • İçerik sayısı

    23
  • Katılım Tarihi

  • Son ziyaret

  • Days Won

    6
  1. Bir paludaryum vazgeçilmezi karasal bitkilerin atası olarak kabul edilen, eğreltiler ile birlikte çiçeksiz bitkileri oluşturan yosunlar bence çok özel türler, yaklaşık 11,500 saptanmış türü var ve latince Bryophyta olarak sınıflandırılıyorlar. Bir süre sadece yosunlardan oluşan küçük bir paludaryumda kurmuştum. Bütün kurulumlarında her türünü kullanmayı ve gelişimlerini izlemeyi çok severim. Küçük bir koleksiyona da sahibim. Paludaryumda kullanabileceklerimiz karasal ve su altı türleri olarak ikiye ayrılıyorlar. Sucul Yosunlarla Başlayabiliriz. Genel olarak paludaryumda kullanım için çok nem istediklerini söyleyebilirim. Ortam nemi düşükse emerste önce yaprak küçültüyorlar. Devamında büyümeyi durdurup kuruyorlar, nem yüksekse ve suya erişimleri varsa coşuyorlar. Özellikle dal vb ortamlara tutunup sarabiliyorlar. Akvaryumlarda sıklıkla kullanılan yosunlardan benim tecrübe edebildiğim 3 tür var. 1- Taxiphyllum barbieri (Java Moss) Çok sık kullanılan ve görüntüsü güzel bir tür, sık ve ipliksi bir görüntüsü var, ilk kurulumumda kayaları kaplamak için kullanmıştım, biraz yavaş büyüyor. Emerse çıkabiliyor ama çok nem istemekte 2- Vesicularia montagnei (Christmas Moss) Favori türüm gerek çam yapraklarını andıran görüntüsü gerekse emers ortama daha dayanıklı olması sebebiyle çok kullanıyorum. Su içinde üst üste ve sık gelişen görüntüsü çok hoşuma gidiyor. Emerste daha kısa yaprak çıkartıyor. Nem yüksekse hızlı gelişiyor. 3- Taxiphyllum sp. (Flame Moss) öncekilere nazaran çok daha zor ama sucul alanda çok güzel görüntüsü olan bir tür. Tabanda kullanınca yukarı doğru kıvrılarak uzuyor. Emers olarak birkaç deneme yaptım ancak başarılı olamadım. Genelde kuruyup kayboldular. Muhtemeldir ki en yüksek nem isteyen bir tür, zaten karasal ortamda sudaki efekti veremeyeceği içinde çok uğraşmadım. Su içinde gayet güzel. Bunlardan başka bir çok su yosunu türü bulunmakta, eminim kullanım olarak daha uygun türler vardır. Kendi adıma iki adet türü daha denemek istiyorum biri moss ball yapılan tür biri de pelia, Benim tecrübelerim bu kadarla sınırlı ilerde farklı türler edinirsem eklemeler yaparım Riccia içinde küçük bir de parantez açalım (Riccia fluitans bir yosun değil, su üstü bitkisi ancak görünüş olarak yosunlara çok benziyor. Su üstü bitkisi olması sebebiyle emers ortamda çok güzel ve hızlı gelişebiliyor. Zaman zaman taban bitkisi gibi kayaların üzerine misina ile sarılarak kullanılıyor. Bende denedim ama sarımdan kurtulup dağılıyorlar. Su yüzeyine çıkan taş kütük gibi objelerin üstünde kullanırsanız açık yeşil rengi ile çok dekoratif duruyor.) İkinci türler ise Kara Yosunları Doğada gölge ve serin nemli ortamlarda bol bol bulunabilen kara yosunlarının bir çok ortamda yaşayabilen çok fazla türü mevcut, biraz dikkatli bakınca yosun deyip geçtiğimiz bitkilerin aslında çok farklı türler olduğunu görebilirisiniz. Ben ne zaman doğaya çıksam az az değişik türlerinden örnekler toplarım. Şeffaf kapalı bir kapta yeteri kadar nem sağlanırsa uzun zaman bakabilir ve yetiştirebilirsiniz. Ancak dikkat edilmesi gereken birkaç küçük ayrıntısı var. İlk nokta yosunu topladığınız mecra olacaktır. Bazı yosunlar taşların üstünde, bazıları toprakta, bazıları çürümüş yaprak vb artıkların üstünde bazıları da ağaçların üstünde yetişirler. Yetiştiği yer ile kullanacağımız yerin aynı olmasına dikkat etmelisiniz. Ağaçtan aldığınız bir yosun parçasını toprakta uzun süreli yaşatamazsınız. Bu durum tersi içinde geçerli, Paludaryumda kullandığınız kütüğün üstüne yosun koymak istiyorsanız doğada ağaç üstünde yetişen bir tür bulmalısınız. Ben özellikle küçük dallar ve küçük taşları üzerindeki yosunları ile topluyorum. Tabanından ayırmıyorum. Diğer türleri ise dikkatlice köşelerinden en az zararla tabaka halinde sökmeye çalışıyorum. Topraktan söktüklerimi şeffaf kapta kumun üstünde, topraktan söktüklerimi ise yaprak veya humus veya sünger üzerinde uzun süre saklayabiliyorum. Sünger gözenekli havadar yapısı ve suyu emip iletmesi açısından çok kullanışlı bir medya büyük bir süngeri şeffaf kaba koyup altına biraz su ekleyip yosunu üstüne koyun ve kapağı kapayın uzun süre yeşil ve canlı kalacaktır. arada havalandırmayı unutmayın. Gelelim en can alıcı noktaya, bulduk sakladık ve paludaryuma ekledik. Nem ve sulamayı da eksik etmedik ama bir süre sonra sarardı ve bozuldu. Sebebi ne ? Tam olarak 3 sebebi var. Kullandığınız su, en önemli sebep bu yosunların kökleri olmadığı için suyu ve besin maddelerini yapraklarındaki gözeneklerinden alırlar. Siz kara yosununu kireçli, kimyasallı çeşme suyu ile sularsanız eninde sonunda o maddeler gözenekleri kapayıp ölüme sebep olacaklardır. Kullanmanız gereken yağmur suyu veya ro dediğimiz saf su dur. Saf su ile yosunlar uzun süre yaşayacaklardır. Havalandırma , doğadaki sürekli rüzgar ve havadar ortamdan söktüğünüz yosunu kapalı bir ortama koyduğunuzda üstünde mantar vb gelişimler hızlanır. Belli bir noktada yosuna zarar vermeye başlarlar. Bu yüzden paludaryumlarda küçük bir fan yardımı ile hava sirkülasyonu sağlanmalıdır. Bulunduğumuz İklim kuşağı, su sirkülasyon tamam uzun süre baktık gelişti ama bir noktada yine sarardı sebebi başlıkta belirtildi. Bulunduğumuz iklim kuşağındaki bitkiler dormancy denen dinlenme sürecine ihtiyaç duyuyorlar. Sürekli aynı sıcaklıktaki paludaryumlar ise duruma elverişli değiller. Yosunlarında fotosentez yapan bitkiler olduğunu unutmayın, gölgede yaşamaları ışık sevmedikleri anlamına gelmez sadece direk güneş ışığı zararlıdır. Ne kadar çok ışık olursa o kadar hızlı gelişirler. Doğadan toplayıp eve getirdiğimiz yosunların üstünde bir çok böcek ve mikroskobik canlı yaşamaktadır . yosun ile birlikte bunları da eve soktuğunuzu unutmayın. Bazı insanların yosuna alerjiside vardır. Yosunlar sporlar ile ürerler bu fotoğraftaki oluşumlar spordur. Yerini seven bir yosun bu duruma geçecektir. Yoğurt ile parçalanmış yosun bulamaç halinde sürülerek çoğaltma yöntemi var ancak kapalı ortamda önermiyorum çok kötü koku yapıyor. Son olarak özel bir yosun türünden bahsedeyim. Özellikle orkide ve etobur bitki yetiştirenlerin kullandığı spagnum yosunu, sucul alanlarda yetişen ve yetiştirilen bir tür. Saf suda bakılıyor. Düşük pha sahip kendi torf oluşumu var. Bir çok etobur bitki bunun üzerinde yetiştiriliyor. Kuru halde ve canlı olarak satılıyor. Epifit türler paludaryumlara bunlara sararak ekleniyor.
  2. Bromeliad bir brmeliad serasından hızlı tur... İzlemek için indir : http://www.dosyaupload.com/dcR2
  3. Teşekkür ederim... Genel olarak bakıldığında terrestrial bromeliadlar yaşatması ve üretmesi kolay türler aslında, uygun şartları sağladığınızda hızla çoğalabiliyorlar. bu sebeble de sıklıkla bulunuyorlar. epifit olanların üretimi için uygun ortamlar sağlamak gerekiyor. ve muhtemeldir ki iklim kontrollü ortamlar gerekecektir,şu anda bunun için uygun şartlara sahip değilim, ama ileride neden olmasın ?.. öncelik edinip huyunu suyunu çözmekte...
  4. Bromeliaceae familyası Türkçeleştirdiğimizde Ananasgiller olarak karşımıza çıkıyorlar… Marketlerde satılan ananasların yaprak kısımlarına dikkat ederseniz aynı bromeiladlar gibidir. Hatta bunları alıp yapraklarını kesip köklendirebilirsiniz. Bedavadan bir bromeliadınız olur. Aslen Güney Amerika ve Tropiklerde yayılmış bir çok türü vardır. Paludaryumların en gösterişli bitkileri diyebiliriz. Yüksek nem isteği, dayanıklı uzun ömürlü yaprakları, renk ve çiçekleriyle paludaryumların yıldızlarıdırlar. Özellikle dart frog kurbağa yetiştirenler bu bitkinin ortasındaki su birikintisinde üremesi sebebiyle çok rağbet etmekteler. İki ana grubu var diyebiliriz Birincisi TERRESTRIAL yaşamak için toprağa ihtiyaç duyan türleri, aşağıda listelediklerim ve bunlara benzer türleri ülkemizde sıklıkla bulunabilmekte. Neme oldukça dayanıklı ve seven, küçük saksılarda az miktarda toprakla yaşayabilmesi, gölgeye dayanıklı olmaları sebebiyle Paludaryumlara kolayca uyum sağlarlar. Ortalarında bulunan koninin içinde su olmasından hoşlanırlar. Üretimi çiçeklenme sonrası yandan sürgünler verir, bunları belli bir boya geldikten sonra ayırıp bitkinizi çoğaltabilirsiniz. Guzmania minör, Guzmania lingulata, Vriesea türleri, Aechmea fasciata ve Tillandsia cynea Ülkemizde sıklıkla bulunan türleri, ancak özellikle Vriesea türleri olmak üzere ticari satışı yapılan terrestrial bromeliadlar boyut olarak çok büyükler, küçük boyutlu paludaryumlar da güzel durmuyorlar. Zaman zaman guzmania’nın küçük varyeteleri gelmekte ben onları kullanıyorum. Ya da yandan yavru vermiş bir tane alıp, yavruyu ayırıp paludaryuma ekliyebilirsiniz. EPIPHYTIC topraksızda yaşayabilen türler ise ne yazık ki nadiren bulunabiliyor. Özellikle Neoregelia türü yabancı kurulumlarda sıklıkla karşımıza çıkıyor. Toprağa ihtiyaç duymadığından özellikle dallara bir miktar spagnum yosunuyla tutturularak kullanılıyor. Boyut ve renk olarak çok çeşitliler. Minyatür türleri sıklıkla kullanılıyor. Bunlara ulaşmak zor ama ülkemizde hava bitkisi olarak geçen, epifit Tillandsia türlerine sıklıkla rastlanıyor. Bunlarda toprağa ihtiyaç duymuyorlar. Bir kökleri yok. Ancak kişisel tecrübelerime göre yüksek nemi sevmiyorlar. Sulama sonrası yüksek havalandırma gereksinimleri var. Kapalı ortamlarda bakımları biraz özen istiyor. kendi paludaryumuma eklediğim iki tanesini tatil dolayısıyla çürüttüm. Küçük boyutlu Neoregelia türlerine ulaşmak önümüzdeki süreçte hedeflerimden….
  5. Herkese Tekrar Merhaba… Paludaryum, Terraryum, Vivarium gibi kurulumlarda doğal ve gerçekçi olması için canlı bitkiler kullanılıyor. Bu konuda ülkemizde düzgün bir kaynak ne yazık ki yok ,aradığınızda karşınıza birkaç latince bitki ismi çıkıyor. Ama bunlarında ülkemizde bulunup bulunamadığına bakılmamış ve yetiştirme ile ilgili bir bilgi içermiyorlar. Özellikle fanuslara kurulan terraryumlar da sıkça kaktüs türleri ile suyu çok seven bitkilerin yan yana kullanılıp, kurulum anından çekilmiş gösterişli fotoğrafları görebilirsiniz. Eminim bu durum 1 aydan daha ileri gidemez, yüksek nem ve sulama kaktüsü, tam tersi de su seven bitkiyi öldürecektir. Zaman zaman Paludaryum, Terraryum, Vivariumlarda kullanılabilecek ve ülkemizde ulaşılabilecek bitkileri tanıtmak istiyorum. (yurtdışı forumlarında çok değişik ve güzel bitkilerle kurulmuş örnekler görebilirsiniz ancak bu bitkilere Türkiye’de rastlamak imkansıza yakın) Bu yazı buna giriş için genel kavramları ve teknik terimlerin açıklamalarını içeriyor. Bütün Dünya’da iç mekanda yetiştirilen, bizim salon bitkileri olarak adlandırdığımız bitkilerin kökeni tropik kuşak ülkeleridir. Bunun sebebi Tropikal iklimin yıllık ortalama sıcaklık 20°C dolayında, bol yağışlı, mevsimler arası ve gece gündüz sıcaklık farkları çok dar (4-5 c derece) olmasıdır. Bu ortam tropik kuşak dışında, evin içinde sağlanabildiğinden bu bitkiler sağlıklı olarak gelişebilirler. Evinizin salonunu düşünün 20c altında kombiler yanar. Gece gündüz ısı farkı korumalı ortam sebebiyle çok olmaz, ve ilgili bizler tarafından sürekli sulanırlar. Kısaca tropik ortamı biz onlara sunduğumuz sürece onlarda sağlıklı bir şekilde büyür ve gelişirler. Ülkemizde doğada yetişen bitkileri zaman zaman içeride yetiştirmeye çalıştıysanız bir süre sonra solmalar kurumalar yaşamışsınızdır. Bunun başlıca sebebi iklimdir. İklime uyum sağlamış bitkiler yazın büyür çiçeklenir gelişir, kışın ise dormancy denen uyku durumuna geçerler. Iç ortama alınmış bitki dormancye giremeyeceği için bir süre sonra bitkin düşüp ölmeye mahkumdur. Paludaryum, Terraryum, Vivariumlar genellikle yüksek nem içeren, içinde sulu bir kısım bulunan kapalı ortamlardır. Bu sebeple her tropik bitki de yetiştirmeye uygun değildir. Higrofit, higrofil özelliği olan yani suyu ve nemi seven bitkiler en uyumlu türlerdir. Hatta bir çok su altı bitkisi /akvaryum bitkisi kullanılabilir. Akvaryumlarda kullandığımız çoğu bitkinin doğal ortamları incelendiğinde yağmurun bol olduğu dönemlerde suyun altında, yağmurun az yağdığı kurak dönemlerde ise suyun üstünde yaşamlarını sürdürdükleri görülmektedir. Suyun altında yetiştiği dönemlere submers, suyun üzerinde yetiştiği dönemlere ise emers dönem denir. Son olarak bitkilerin yetiştiği ortamlarda Paludaryum, Terraryum, Vivariumlarda kullanımımızı etkiler. Genel olarak bitkiler kökleri ile toprağa tutunup oradan su ve besin elementlerini alırlar. Ancak her bitki toprağa ihtiyaç duymaz, yosun üstünde, kum veya taşa tutunarak çürümüş humus üstünde yetişen türler vardır. Epifit bitkiler ise toprağa hiç ihtiyaç durmazlar, Başka bir bitkiye tutunmuş, fakat asalak olmayan bitkilerdir. Bu girişten sonra ülkemizde kolayca bulunabilen aslında bir Akvaryum su üstü bitkisi olan Hydrocotyle türleri ile başlayabiliriz. Bir güney Amerika türü olan Hydrocotyle leucocephala aslında su üstü bitkisidir. Zaman zaman akvaryumlarda tabana sabitlenerek kullanılmak istense de yeni sürgünler hep yukarı doğru çıkacaklardır. Yaprakları su üstünde kalır ve tüm yüzeyi kaplayabilir. Bu sebeple karasal ortamda yeterli nem sağlanırsa çok güzel bir sarmaşık halini alacaktır. Toprağa ihtiyacı yoktur, ancak toprak varsa kök salacaktır. Işığa doğru hızla gelişir. Emers ortamda biraz arsız bir türdür. Sık budama gerekir, gövdesinden çıkan köklerle her yere yapışabilir. Küçük beyaz çiçeklerini sık sık açar , Kendi Paludaryumumda arka planı kaplamak için kullandığım ve kullanmaktan zevk aldığım bir tür. Nem konusunda çok dayanıklır. kendi paludaryumumdan firar etmeye çalışan bir parçası Hydrocotyle tripartita (sp. "Japan") Hydrocotyle leucocephala göre daha küçük yapraklı ve sık büyüyen bir türü,
  6. Timer bu işin kalbi, mekaniklerde en az 15 dakika ,dijitallerde ise en az 1 dakika süre ayarlanabiliyor. aslında dijital zaman saatleri yeterli gibi gözükse de benim gibi su litresi az olan ortamlarda 1 dakika bile çok gelebiliyor. bu durumda basit sn ayarlı on off rölelerini dijital zaman saatlerine ile kombine kullanmak veya biraz paraya kıyıp yukardaki gibi özel rölelerden almak gerekiyor. http://www.entes.com.tr adresinde bu işle ilgili güzel çözümler mevcut,
  7. Video linktedir.
  8. daha önce çektiğim bir videoyu buldum Youtube'ta iyi seyirler
  9. ilerleyen zamanlarda kullanılabilecek bitkilerle ilgili geniş bilgiler vermek gibi bir planım var zaman ayırabilirsem...
  10. ilerleyen zamanlarda kullanılabilecek bitkilerle ilgili geniş bilgiler vermek gibi bir planım var zaman ayırabilirsem...
  11. Daha çok endüstriyel makinalarda kullanılan on off çalışan röle on veya off süresi ayrı ayrı saniyenin 100 de biri hassasiyete kadar ayar yapabiliyor ancak diğerleri gibi hafta gün ayarı yok çalış ve çalışma var... bende başka bir iş için vardı o iş bitince bunu bağladım.
  12. böyle bir aletle saniye hassasiyetle tetikleme yapabilirsiniz.
  13. Teşekkür ederim ilk konuda da bahsettiğim gibi bir süredir bu paludaryumu ve içindeki canlıları yaşatmaya calışıyorum. Bu konuda tecrübelerimi paylaşabileceğim en uygun ortamlardan biri burası , bilginin paylaştıkça büyüyeceğini düşünüyorum. Elimden geldiğince ve zaman bulabildikçe paylaşmaya devam edeceğim . Dijital saatlere en Az 1 dakika hassasiyetle çalışıyor daha az saniye süreli ayarlama için özel zaman saatleri var.
  14. Teşekkür ederim en kısa sürede çekip eklemeyi denerim . Bizimki basit ama küçük alanlarda iş gören bir sistem, sadece bitkiler için kullanılabilir. ancak işin içine hayvanlar girince ve sistem büyüyünce sizinki gibi profesyonel sistemler her zaman daha kullanışlı olacaktır. Detayları merakla bekliyoruz.
  15. En ucuz DIY yağmurlama sistemi Paludaryum kurulumlarında yağmur çok kullanılan bir efekt, hazır bir çok sistem alınabilir ama ucuz ve kolay nasıl yaparım derseniz cevabı aşağıda… Öncelikle Bu kullandığım motor ve haznesi (isterseniz ayrı tek motor alıp daha büyük bir bidona da takılabilir) ( Renault silecek suyu motoru 2 lt hazneli motor 20 TL haznesiz tek motor 10 TL) araç yedek parçacılarında bol miktarda ve çeşitte bulunuyor. 12 volt ile çalışıyor. Bir adaptör almanız gerekiyor. Bu motorlar aşağıdaki sisleme ve sprinkler için yeterli basınca ulaşabiliyorlar, akvaryum kafa motorları basınç konusunda yetersizler. Su arıma aletlerinde kullanılan motorlarda kullanılabilir. Ancak başlıkta da dediğimiz gibi en ucuz sistem bu, Bu motorların tek kötü özelliği sesleri, biraz sesli çalışıyorlar ancak kısa süreli çalıştırdığımdan sorun olmuyor. silecek suyu motorları uzun süre çalışmaya uygun değiller o yüzden ben 1 dk çalıştırıyorum, yetmez ise aralıklı olarak 1’er dakika çalıştırıyorum. Yani tek seferde 5-10 dakika çalıştırmıyorum. Zaten piyasadaki zaman saatleri de 1 dk dan az tetikleme yapmıyor. Gardena marka sisleme ucu yapı marketlerde var (5 tanesi 10 TL) ben 2 tanesini kullanıyorum boyut olarak küçük olması ve yağmur efektine en yakın etkiyi bununla alıyorum. damlacık boyutu küçük olsun isterseniz bu veya aşağıdaki sprinkte kullanılabilir mikro sisleme sprinki daha geniş alana sisleme yapabiliyor. ( ben etoburlar bitkiler için bunu kullanıyorum) burada motorun basınç özelliği devreye giriyor Basınç arttıkça damla boyutu küçülüyor sise yaklaşıyor. ve akvaryum dünyasının vazgeçilmezi zaman saati , haftanın her günü bir dakika akşam bir dakika sabah bir dakika olacak şekilde ayarlı dijital olması önemli mekanikler en az 15 dakika çalışabiliyor. dijitaller 1 dakika son olarak ta bir miktar hortum... toplamda ortalama 100 TL gibi bir rakama tam otomatik yağmurlama sisteminiz hazır…. 2 yıla yakındır kullandığım en küçük bir sorun yaratmamış denenmiş bir sistemdir....